VE kulağıma yüksek sesle bağırıp dedi: Şehrin üzerine konulmuş olanları,
her birinin elinde helâk edici silâhı olarak, yaklaştırın.
2. Ve işte, şimale doğru olan yukarı kapının yolundan altı adam geldi, her
birinin topuzu elinde idi ve aralarında ketenler giyinmiş, ve belinde kâtip
dividi olan bir adam vardı. Ve içeri girdiler, ve tunç mezbahın yanında
durdular.
2. Ve İsrail Allahının izzeti, üzerinde bulunduğu kerubinin üzerinden evin
eşiğine çıktı, ve belinde dividi olan ketenler giyinmiş adama çağırdı.
4. Ve RAB ona dedi: Şehrin içinden, Yeruşalimin içinden geç, ve onun içinde
yapılmakta olan bütün mekruh işlerden ötürü inliyip figan eden adamların
alınlarına işaret koy.
5. Ve ben işitirken obirlerine dedi: Onun ardınca şehirden geçin, ve vurun;
gözünüz esirgemesin, ve acımayın;
6. ihtiyarı, genci, ve ere varmamış kızı, ve çocuklarla kadınları helâk
için vurun; fakat üzerinde işareti olan kimseye yaklaşmayın; ve makdisimden
başlayın. Onlar da evin önünde olan ihtiyarlardan başladılar.
7. Ve onlara dedi: Evi murdar edin, ve avluları öldürülmüş olanlarla doldurun;
çıkın. Ve çıktılar, ve şehirde vurdular.
8. Ve vaki oldu ki, onlar vururken, ben tek başıma kalmıştım; ve yüz üstü
düşüp feryat ettim, ve dedim: Ah, ya Rab Yehova! sen Yeruşalim üzerine
kızgınlığını dökerken İsrailin bütün bakiyesini mi helâk edeceksin?
9. Ve bana dedi: İsrail ve Yahuda evinin fesadı çok, çok büyüktür, ve
memleket kanla dolu, ve şehir sapıklıkla dolu; çünkü onlar: RAB memleketi bıraktı,
ve RAB görmiyor, diyorlar.
10. Ben de, gözüm esirgemiyecek, ve acımıyacağım, ve yollarını kendi başlarına
getireceğim.
11. Ve işte, belinde dividi olan ketenler giyinmiş adam: Bana emrettiğin
gibi yaptım, diye haber getirdi.