VE yedinci yılda, beşinci ayda, ayın onuncu gününde vaki oldu ki, İsrail
ihtiyarlarından bazıları RABBİ aramak üzre geldiler, ve önümde oturdular.
2. Ve bana RABBİN şu sözü geldi:
3. Âdem oğlu, İsrail ihtiyarlarına söyle, ve onlara de: Rab Yehova şöyle
diyor: Siz beni aramağa mı geldiniz? varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü,
kendimi size arattırmıyacağım.
4. Onlara hükmedecek misin, âdem oğlu, hükmedecek misin? Onlara atalarının
mekruh işlerini bildir;
5. ve onlara de: Rab Yehova şöyle diyor: İsraili seçtiğim, ve Yakub evi
zürriyetine and ettiğim, ve Mısır diyarında onlara kendimi bildirdiğim, onlara:
Ben Allahınız RAB’İM, diye and ettiğim günde;
6. o günde, onları Mısır diyarından kendileri için araştırmış olduğum bütün
memleketlerin süsü olan diyara, süt ve bal akan diyara çıkaracağım diye onlara
and ettim.
7. Ve onlara dedim: Herkes gözlerinin menfur şeylerini atsın, ve Mısır
putları ile kendinizi murdar etmeyin; ben Allahınız RAB’İM.
8. Fakat bana karşı âsi oldular, ve beni dinlemek istemediler; gözlerinin
menfur şeylerini hiç biri atmadı, ve Mısırın putlarını bırakmadılar. Ve Mısır
diyarı içinde onlara karşı öfkemi başarmak için üzerlerine kızgınlığımı
dökeceğim, dedim.
9. Fakat aralarında bulundukları milletlerin gözünde ismim bozulmasın diye
kendi ismim uğrunda çalıştım; o milletler ki, onların gözü önünde İsrail
oğullarını Mısırdan çıkararak kendimi onlara bildirdim.
10. Ve onları Mısır diyarından çıkardım, ve çöle getirdim.
11. Ve onlara kanunlarımı verdim, ve hükümlerimi onlara bildirdim, o
hükümler ki, insan onları yaparsa, onlarla yaşar.
12. Ve onları takdis eden RAB ben idiğimi bilsinler diye, kendilerile benim
aramda alâmet olmak üzre Sebtlerimi de onlara verdim.
13. Fakat İsrail evi çölde bana karşı âsi oldu; kanunlarımda yürümediler,
ve hükümlerimi kendilerinden attılar, o hükümler ki, insan onları yaparsa,
onlarla yaşar; ve Sebtlerimi büsbütün bozdular. Ve dedim: Çölde onları bitirmek
için üzerlerine kızgınlığımı dökeceğim.
14. Fakat milletlerin gözünde ismim bozulmasın diye, kendi ismim uğrunda
çalıştım; o milletler ki, onların gözü önünde İsrail oğullarını çıkarmıştım.
15. Ve ben de bütün memleketlerin süsü olan diyara, kendilerine vermiş
olduğum süt ve bal akan diyara, onları getirmiyeceğim diye çölde kendilerine
and ettim;
16. çünkü hükümlerimi kendilerinden attılar, ve kanunlarımda yürümediler,
ve Sebtlerimi bozdular; çünkü onların yüreği putları ardınca yürümekte idi.
17. Fakat gözlerim onları esirgedi, ve onları helâk etmedim, ve onları
çölde büsbütün sona erdirmedim.
18. Ve çölde onların oğullarına dedim: Atalarınızın kanunlarında yürümeyin,
ve onların hükümlerini tutmayın, ve onların putları ile kendinizi murdar
etmeyin.
19. Ben Allahınız RAB’İM; benim kanunlarımda yürüyün, ve benim hükümlerimi
tutun, ve onları yapın;
20. ve Sebtlerimi takdis edin, ve Allahınız RAB ben idiğimi bilesiniz diye,
onlar sizinle benim aramda alâmet olacaklar.
21. Fakat oğullar bana karşı âsi oldular; kanunlarımda yürümediler, ve
yapmak üzre hükümlerimi tutmadılar, o hükümler ki, insan onları yaparsa,
onlarla yaşar; Sebtlerimi bozdular. Ve çölde onlara karşı öfkemi başarmak için
üzerlerine kızgınlığımı dökeceğim, dedim.
22. Bununla beraber milletlerin gözünde ismim bozulmasın diye, yine elimi
geri çektim, ve kendi ismim uğrunda çalıştım; o milletler ki, onların gözü
önünde İsrail oğullarını çıkarmıştım.
23. Ve onları milletler arasına dağıtacağım, ve onları memleketlere
saçacağım diye, çölde kendilerine and ettim;
24. çünkü hükümlerimi yapmamışlar, ve kanunlarımı kendilerinden atmışlar,
ve Sebtlerimi bozmuşlardı, ve gözleri atalarının putlarında idi.
25. Ve ben de onlara iyi olmıyan kanunları, ve onlarla yaşamıyacakları
hükümleri verdim.
26. Ve onları harap edeyim de RAB ben idiğimi bilsinler diye, her ilk
doğanı ateşten geçirerek ettikleri takdimelerle onları murdar ettim.
27. Bundan dolayı İsrail evine söyle, âdem oğlu, ve onlara de: Rab Yehova
şöyle diyor: Bana karşı hainlik ederek atalarınız bana şununla da küfrettiler.
28. Çünkü kendilerine vermek üzre and etmiş olduğum diyara onları
getirince, o zaman yüksek her tepeyi, ve sık dallı her ağacı gördüler, ve
kurbanlarını orada kestiler, ve öfke kabartan kurbanlarını orada takdim
ettiler; ve kendi hoş kokularını oraya koydular, ve dökülen takdimelerini orada
döktüler.
29. Ve onlara dedim: Gittiğiniz o yüksek yer nedir? ve onun adı bugüne
kadar Yüksek yer çağırıldı.
30. Bundan dolayı İsrail evine de: Rab Yehova şöyle diyor: Siz atalarınızın
yolunda kendinizi murdar etmekte, ve onların menfur şeyleri ardınca fahişelik
eylemekte,
31. ve bugüne kadar takdimelerinizi arzederek, oğullarınızı ateşten
geçirerek bütün putlarınızla kendinizi murdar etmekte iken, ben de, ey İsrail
evi, kendimi size aratır mıyım? Varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü,
kendimi size arattırmıyacağım;
32. ve: Ağaca ve taşa hizmet ederek biz de milletler gibi, memleketlerdeki
aşiretler gibi olacağız, diye aklınızdan geçen şey elbette vaki olmıyacak.
33. Varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü, gerçek üzerinizde kuvvetli
elle, ve uzanmış bazu ile, ve taşkın kızgınlıkla kırallık edeceğim.
34. Ve kuvvetli elle, ve uzanmış bazu ile, ve taşkın kızgınlıkla, sizi
kavmlar arasından çıkaracağım, ve dağılmış olduğunuz memleketlerden sizi
toplıyacağım;
35. ve sizi kavmların çölüne getireceğim, ve sizinle orada yüz yüze
muhakeme olacağım.
36. Atalarınızla Mısır diyarı çölünde nasıl muhakeme olundumsa, sizinle de
öyle muhakeme olacağım, Rab Yehovanın sözü.
37. Ve sizi değneğin altından geçireceğim, ve sizi ahit ile bağlıyacağım;
38. ve sizden âsileri, ve bana karşı günah işliyenleri ayıracağım; misafir
oldukları diyardan onları çıkaracağım, fakat İsrail diyarına girmiyecekler, ve
bileceksiniz ki, ben RAB’İM.
39. Ve siz, ey İsrail evi, Rab Yehova şöyle diyor: Gidin, herkes kendi
putlarına kulluk etsin; ancak bundan sonra beni gerçekten dinliyeceksiniz, ve
takdimelerinizle, ve putlarınızla bir daha mukaddes ismimi bozmıyacaksınız.
40. Çünkü mukaddes dağımda, İsrailin yüksek dağında, Rab Yehovanın sözü,
bütün İsrail evi, hepsi o memlekette bana kulluk edecek; orada onlardan razı
olacağım, ve bütün mukaddes şeylerinizle beraber takdimelerinizi ve
hediyelerinizin turfandasını orada arıyacağım.
41. Sizi kavmlar arasından çıkardığım, ve dağılmış olduğunuz memleketlerden
sizi topladığım zaman, hoş koku alır gibi sizden razı olacağım, ve milletlerin
gözü önünde sizin içinizde takdis olunacağım.
42. Ve atalarınıza vermeği and etmiş olduğum diyara, İsrail diyarına, sizi
getirdiğim zaman bileceksiniz ki, ben RAB’İM.
43. Ve yollarınızı, ve bütün işlerinizi orada anacaksınız; o işler ki,
kendinizi onlarla murdar ettiniz; ve yapmış olduğunuz bütün kötülüklerden dolayı
kendinizden tiksineceksiniz.
44. Ey İsrail evi, kötü yollarınıza göre, ve bozuk işlerinize göre değil,
ancak kendi ismim uğrunda ben size böyle edince, bileceksiniz ki, ben RAB’İM,
Rab Yehovanın sözü.
45. Ve bana RABBİN şu sözü geldi:
46. Âdem oğlu, yüzünü cenuba doğru çevir, ve cenuba doğru söyle, ve
Cenubdaki* kırın ormanına karşı peygamberlik et;
47. ve Cenubun ormanına de: RABBİN sözünü dinle, Rab Yehova şöyle diyor:
İşte, ben senin içinde ateş tutuşturacağım, ve senin içinde her yeşil ağacı ve
her kuru ağacı yiyip bitirecek; tutuşan alev sönmiyecek, ve cenuptan şimale
kadar bütün yüzler onunla kavrulacak.
48. Ve bütün beşer görecekler ki, ben RAB, ben onu tutuşturdum; o
sönmiyecek.
49. Ve dedim: Ah, ya Rab Yehova! benim için onlar diyorlar: Meseller
söyliyen bir adam değil mi?
* İbranice, Negeb. Yahudanın
cenup kısmı.