VE bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, kendi kavmın oğullarına söyle, ve onlara de: Bir memleket
üzerine kılıç getirdiğim, ve memleketin kavmı aralarından bir kimseyi alıp
kendileri için onu bekçi koydukları zaman;
3. memleket üzerine kılıcın gelmekte olduğunu görünce bekçi boru çalar, ve
kavmı sakındırırsa;
4. o zaman boru sesini kim işitir de sakınmazsa, ve kılıç gelip onu alırsa,
onun kanı kendi başı üzerinde olur.
5. Boru sesini işitmiş ve sakınmamıştır; kanı kendi üzerinde olur; fakat
sakınmış olsa idi canını azat ederdi.
6. Ve kılıcın gelmekte olduğunu bekçi görür de boru çalmazsa, ve kavm
sakındırılmış olmazsa, ve kılıç gelir, ve onlardan bir canı alırsa; o kendi
fesadında alınır, fakat onun kanını bekçinin elinden ararım.
7. Ve sen, âdem oğlu, İsrail evine seni bekçi koydum; ve sözü benim
ağzımdan işiteceksin, ve benim tarafımdan onları sakındıracaksın.
8. Kötü adama ben: Ey kötü adam, mutlaka öleceksin, diyince, sen kötü
adama, yolundan sakınsın diye söylemezsen, o kötü adam fesadında ölür, fakat
kanını senin elinden ararım.
9. Ve yolundan dönsün diye kötü adamı ondan sakındırırsan, ve yolundan
dönmezse, o adam kendi fesadında ölür, fakat sen kendi canını azat etmiş
olursun.
10. Ve sen, âdem oğlu, İsrail evine de: Siz şöyle söyliyorsunuz:
Günahlarımız ve suçlarımız üzerimizde, ve biz onlarda eriyoruz; ve nasıl
yaşıyabiliriz? diyorsunuz.
11. Onlara de: Varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü, kötünün ölümünden
değil, ancak kötü adamın yolundan dönüp yaşamasından zevk alırım; dönün, kötü
yollarınızdan dönün; çünkü niçin ölesiniz, ey İsrail evi?
12. Ve sen, âdem oğlu, kendi kavmın oğullarına de: Günah işlediği gün
salihin salahı kendisini azat etmez; ve kötü adam kötülüğünden döndüğü gün
ondan ötürü düşmez; ve salih suç işlediği gün salâhından ötürü yaşamaz.
13. Salih için: Mutlaka yaşıyacaktır, dediğim zaman, kendi salâhına güvenir
de kötülük ederse, salih işlerinden hiç biri anılmaz; ve ettiği kötülükte, onda
ölür.
14. Ve kötü adama: Mutlaka öleceksin, dediğim zaman, suçundan döner, ve hak
ve doğru olanı yaparsa;
15. kötü adam rehini geri verir, soygunculukla aldığını öder, kötülük
etmiyerek hayat kanunlarında yürürse, mutlaka yaşar, ölmez.
16. İşlemiş olduğu suçlardan hiç biri kendisine karşı anılmaz; hak ve doğru
olanı yapmıştır; elbette yaşar.
17. Fakat senin kavmın oğulları diyorlar: Rabbin yolu doğru değil; ya onlar,
onların yolu doğru değil.
18. Salih adam salâhından dönüp kötülük edince onda ölecektir.
19. Ve kötü adam kötülüğünden dönüp hak ve doğru olanı yapınca onlarla
yaşıyacaktır.
20. Fakat siz: Rabbin yolu doğru değil, diyorsunuz. Size, herkese kendi
yollarına göre hükmedeceğim, ey İsrail evi!
21. Ve sürgünlüğümüzün on ikinci yılında, onuncu ayda, ayın beşinci gününde
vaki oldu ki, Yeruşalimden kaçıp kurtulmuş olan bir adam bana gelip dedi: Şehir
vuruldu.
22. Ve o kaçak bana gelmeden önce, akşamlayın RABBİN eli benim üzerimde
idi; ve adam sabahlayın bana gelinciye kadar RAB ağzımı açtı; ve ağzım açıldı,
ve artık dilsiz değildim.
23. Ve bana RABBİN şu sözü geldi:
24. Âdem oğlu, İsrail diyarındaki o harap yerlerde oturanlar: İbrahim tek
adamken, diyarı miras aldı; halbuki biz çoğuz; memleket miras olarak bize
verilmiştir, diye söyliyorlar.
25. Bundan dolayı onlara de: Rab Yehova şöyle diyor: Eti kanı ile
yiyorsunuz, ve gözlerinizi putlarınıza kaldırıyorsunuz, ve kan döküyorsunuz; ve
memleketi siz mi mülk edineceksiniz?
26. Kılıcınıza dayanıyorsunuz; mekruh iş yapıyorsunuz, ve herkes komşusunun
karısını murdar ediyor; ve memleketi siz mi mülk edineceksiniz?
27. Onlara şöyle diyeceksin: Rab Yehova şöyle diyor: Varlığım hakkı için,
gerçek harap olmuş yerlerde oturanlar kılıçla düşecekler; ve kırın yüzünde
olanı, yesinler diye canavarlara vereceğim; ve hisarlarda ve mağaralarda
olanlar veba ile ölecekler.
28. Ve memleketi virane ve şaşılacak bir şey edeceğim; ve kuvvetinin gururu
sona erecek; ve İsrail dağları ıssız kalacaklar, ve onlardan kimse geçmiyecek.
29. Ve işledikleri bütün mekruh şeylerden ötürü memleketi virane ve
şaşılacak bir şey ettiğim zaman, bilecekler ki, ben RAB’İM.
30. Ve sen, âdem oğlu, senin kavmın oğulları duvarların dibinde, ve evlerin
kapılarında senin için söyleşiyorlar, ve birbirlerine, herkes kendi kardeşine:
Haydin gidelim, ve RAB tarafından çıkan söz ne olduğunu işitelim, diyorlar.
31. Ve kavm nasıl gelirse öyle geliyorlar, ve senin önünde benim kavmım
gibi oturuyorlar, ve senin sözlerini dinliyorlar, fakat onları yapmıyorlar;
çünkü ağızları ile çok istekli görünüyorlar, fakat yürekleri kötü kazançlarının
ardınca gidiyor.
32. Ve işte, sen onlar için, iyi çalgı çalanın, ve sesi güzel olanın çok
sevimli türküsü gibisin; çünkü senin sözlerini dinliyorlar, fakat onları
yapmıyorlar.
33. Fakat bu vaki olunca (işte vaki oluyor), o zaman bilecekler ki,
aralarında bir peygamber vardı.