BAP 48

VE sıptların adları şunlardır: Şimal ucundan, Hetlon yolu yanında, Hamata girilecek yere kadar, Şam sınırında Hatsar-enana kadar, şimale doğru Hamat yanında Dan, bir pay; ve şark ve garp yanı onun olacak.
2. Ve Danın sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Aşer, bir pay.
3. Ve Aşerin sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Naftali, bir pay.
4. Ve Naftalinin sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Manasse, bir pay.
5. Ve Manassenin sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Efraim, bir pay.
6. Ve Efraimin sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Ruben, bir pay.
7. Ve Rubenin sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Yahuda, bir pay.
8. Ve arzedeceğiniz takdime, şark yanından garp yanına kadar, Yahudanın sınırı yanında olacak, genişliği yirmi beş bin, ve uzunluğu şark yanından garp yanına kadar, paylardan birine göre olacak; ve makdis onun ortasında bulunacak.
9. RABBE arzedeceğiniz takdimenin uzunluğu yirmi beş bin, ve genişliği on bin olacak.
10. Ve mukaddes takdime onlar için olacak, kâhinler için; şimale doğru uzunluğu yirmi beş bin, ve garba doğru eni on bin, ve şarka doğru eni on bin, ve cenuba doğru uzunluğu yirmi beş bin; ve RABBİN makdisi onun ortasında bulunacak.
11. Tsadok oğullarından takdis olunan kâhinler için olacaktır, onlar ki, bekçiliğimi tuttular, İsrail oğulları saptıkları zaman Levililerin sapmış oldukları gibi onlar sapmadılar.
12. Ve Levililerin sınırı yanında, diyarın takdimesinden onlar için bir takdime olacak, çok mukaddes olacak.
13. Ve kâhinlerin sınırına muvazi yirmi beş bin uzunluk, ve on bin genişlik Levililerin olacak; bütün uzunluk yirmi beş bin ve genişlik on bin.
14. Ve ondan satmıyacaklar, ve değiş etmiyecekler, ve yerin turfandası başkasına geçmiyecek; çünkü RABBE mukaddestir.
15. Ve yirmi beş binin önünde, genişlikten artakalan beş bin, oturulacak yer, ve açık yer olmak üzre şehir için halk malı olacak; ve şehir onun ortasında olacak.
16. Ve onun ölçüleri şöyle olacak: şimal yanı dört bin beş yüz, cenup yanı dört bin beş yüz, ve şark yanından dört bin beş yüz, ve garp yanı dört bin beş yüz.
17. Ve şehrin açık yerleri olacak; şimale doğru iki yüz elli, ve cenuba doğru iki yüz elli, ve şarka doğru iki yüz elli, ve garba doğru iki yüz elli.
18. Ve mukaddes takdimeye muvazi olarak uzunluktan artakalan, şarka doğru on bin, ve garba doğru on bin; ve mukaddes takdimeye muvazi olacak; ve onun mahsulü şehrin işini görenlere yiyecek olacak.
19. Ve bütün İsrail sıptlarından şehrin işini görenler o toprağı işliyecekler.
20. Bütün takdime yirmi beş binle yirmi beş bin olacak; mukaddes takdimeyi, şehrin mülkü ile beraber, murabba olarak arzedeceksiniz.
21. Ve şehrin mülkü ile mukaddes takdimenin bu yanından ve o yanından artakalan beyin olacak; şark sınırına doğru takdimenin yirmi beş bini önünde, ve garp sınırı yanında, garba doğru yirmi beş bini önünde, paylara muvazi yer beyin olacak; ve mukaddes takdime ve evin makdisi onun ortasında bulunacak.
22. Ve Yahudanın sınırı ile Benyaminin sınırı arasında, beye ait olanın ortasındaki Levililerin mülkünden ve şehir mülkünden başkası, beyin olacak.
23. Ve geri kalan sıptlara gelince; şark yanından garp yanına kadar Benyamin, bir pay.
24. Ve Benyaminin sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Şimeon, bir pay.
25. Ve Şimeonun sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, İssakar, bir pay.
26. Ve İssakarın sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Zebulun, bir pay.
27. Ve Zebulunun sınırı yanında, şark yanından garp yanına kadar, Gad, bir pay.
28. Ve Gadın sınırı yanında, cenup yanında, cenuba doğru, sınır Tamardan Meribat-kadeş sularına kadar, Mısır vadisine kadar, büyük denize kadar olacak.
29. Miras olmak üzre İsrail sıptlarına kura ile böleceğiniz diyar budur, ve payları bunlardır, Rab Yehovanın sözü.
30. Ve şehrin çıkılacak yerleri şunlardır: Şimal yanında ölçü ile dört bin beş yüz;
31. ve şehrin kapıları İsrail sıptlarının adlarına göre olacak, şimale doğru üç kapı: Ruben kapısı, bir; Yahuda kapısı, bir; Levi kapısı, bir.
32. Ve şark yanında dört bin beş yüz, ve üç kapı: Yusuf kapısı, bir; Benyamin kapısı, bir; Dan kapısı, bir.
33. Ve cenup yanında, ölçü ile dört bin beş yüz, ve üç kapı: Şimeon kapısı, bir; İssakar kapısı, bir; Zebulun kapısı, bir.
34. Garp yanında onların üç kapısı ile dört bin beş yüz; Gad kapısı, bir; Aşer kapısı, bir; Naftali kapısı, bir.
35. Çepçevre on sekiz bin olacak; ve o günden şehrin adı Yehova-şamma* olacak.
* Rab orada.

BAP 47

VE beni yine evin kapısına getirdi; ve işte, şarka doğru evin eşiği altından sular çıkıyordu (çünkü evin yüzü şarka doğru idi); ve sular, evin sağ yanından, mezbahın cenubundan, alttan iniyordu.
2. Ve şimal kapısı yolundan beni çıkardı, ve dışardaki yoldan, şarka bakan kapının yolundan, beni dış kapıya kadar dolaştırdı; ve işte, sular sağ yandan akıyordu.
3. Elinde ölçü ipi olan adam şarka doğru çıkınca bin arşın ölçtü, ve beni sulardan geçirdi, topuklara çıkan sular.
4. Bin daha ölçtü, ve beni sulardan geçirdi, dizlere çıkan sular. Bin daha ölçtü, ve beni sulardan geçirdi, bele çıkan sular.
5. Bin daha ölçtü, içinden geçemediğim bir ırmak oldu, çünkü sular yükselmişti, yüzülecek sular, geçilemez bir ırmak.
6. Ve bana dedi: Gördün mü, âdem oğlu? O zaman beni yürüttü, ve yine ırmağın kıyısına getirdi.
7. Ve döndüğüm zaman, işte, bu yandan ve o yandan ırmağın kıyısında pek çok ağaçlar vardı.
8. Ve bana dedi: Bu sular şark havalisine çıkıyorlar, ve Arabaya* inecekler; ve denize doğru gidecekler; çıkarılan bu sular denizin içine dökülecekler; ve denizin suları iyi olacak.
9. Ve vaki olacak ki, ırmağın vardığı her yerde kaynaşan canlı mahlûkun hepsi yaşıyacak; ve pek çok balık olacak; çünkü bu sular oraya varınca denizin suları iyi olacak, ve ırmağın vardığı yerde olan her şey yaşıyacak.
10. Ve vaki olacak ki, onun yanında balıkçılar duracaklar; En-gediden En-eglaime kadar ağ serpecek yer olacak; büyük denizin balıkları gibi, çeşitlerine göre balıkları pek çok olacak.
11. Fakat çamurlu yerleri, ve bataklıkları iyi olmıyacak; tuza bırakılacaklar.
12. Ve ırmağın yanında, kıyısında, bu yandan ve o yandan her çeşit yemiş ağacı bitecek, yaprağı solmıyacak, ve meyvası tükenmiyecek; her ay yeni meyva verecek, çünkü suları makdisten çıkıyor; ve meyvası yemiş, ve yaprağı ilâç olacak.
* Lût denizi cenubunda ve şimalinde bulunan derin vadi.
13. Rab Yehova şöyle diyor: Memleketi miras olarak İsrailin on iki sıptına göre böleceğiniz sınır şu olacak; Yusufun iki payı olacak.
14. Ve herkes kardeşi gibi onu miras alacak; çünkü atalarınıza onu vermeği and ettim; ve miras olarak bu diyar size düşecek.
15. Ve memleketin sınırı şu olacak: Şimal yanı büyük denizden, Hetlon yolundan Tsedada girilecek yere kadar;
16. Hamat, Berota, Şam sınırı ile Hamat sınırı arasında olan Sibraim; Havran sınırı yanında olan Hatser-hattikon.
17. Ve Şam sınırındaki Hatsar-enon, denizden sınır olacak; ve şimalde, şimale doğru Hamatın sınırı. Şimal yanı budur.
18. Ve şark yanı, Havran ve Şam ve Gilead ve İsrail diyarı arasında Erden olacak; şimal sınırından şark denizine kadar ölçeceksiniz. Şark yanı budur.
19. Ve cenup yanı, cenuba doğru Tamardan Meribot-kadeş sularına kadar, Mısır vadisine kadar, büyük denize kadar. Cenup yanı, cenuba doğru budur.
20. Ve cenup yanından Hamata girilecek yerin karşısına kadar, garp yanı büyük deniz olacak. Garp yanı budur.
21. Böylece bu diyarı kendinize, İsrail sıptlarına göre böleceksiniz.
22. Ve vaki olacak ki, onu kendinize ve aranızda misafir olup aranızda çocuklar babası olan gariplere miras olarak kura ile böleceksiniz; ve onlar İsrail oğulları arasında sizin için yerliler gibi olacaklar; İsrail sıptları arasında sizinle beraber mirasları olacak.
23. Ve vaki olacak ki, o garip hangi sıptta misafir ise, mirasını orada vereceksiniz, Rab Yehovanın sözü.

BAP 46

RAB Yehova şöyle diyor: İç avlunun şarka bakan kapısı altı iş günü kapalı kalacak; ve Sebt günü açılacak, ve ay başı günü açılacak.
2. Ve bey dışardan, kapının dehlizi yolundan içeri girecek, ve kapının süvesi yanında duracak; ve kâhinler onun yakılan takdimesini, ve selâmet takdimelerini hazırlıyacaklar, ve kapı eşiğinde tapınacak; ve dışarı çıkacak; fakat kapı akşama kadar kapanmıyacak.
3. Ve memleket kavmı Sebt günleri, ve ay başlarında, bu kapıya girilecek yerde RABBİN önünde tapınacaklar.
4. Ve Sebt günü beyin RABBE arzedeceği yakılan takdime kusursuz altı kuzu, ve kusursuz bir koç olacak;
5. ve koç için ekmek takdimesi, bir efa, ve kuzular için ekmek takdimesi elinden geldiği kadar, bir efa için de bir hin yağ olacak.
6. Ve ay başı günü, kusursuz genç bir boğa, ve altı kuzu ve bir koç olacak; kusursuz olacaklar;
7. ve boğa için ekmek takdimesi bir efa, ve koç için bir efa, ve kuzular için elinden geldiği kadar, bir efa için de bir hin yağ hazırlıyacak.
8. Ve bey içeri gireceği zaman, kapı dehlizi yolundan girecek, ve onun yolundan çıkacak.
9. Ve memleket kavmı belli bayramlarda RABBİN önüne geldiği zaman, tapınmak için şimal kapısı yolundan giren, cenup kapısı yolundan çıkacak; ve cenup kapısı yolundan giren, şimal kapısı yolundan çıkacak; girdiği kapının yolundan dönmiyecek, ancak tam karşısından çıkacak.
10. Ve bey, girdikleri zaman onların ortasında girecek; ve çıktıkları zaman beraber çıkacaklar.
11. Ve bayramlarda, ve belli günlerde boğa için ekmek takdimesi bir efa, ve koç için bir efa, ve kuzular için elinden geldiği kadar, bir efa için de bir hin yağ olacak.
12. Ve bey gönüllü takdime, yakılan takdime ve yahut selâmet takdimeleri olarak RABBE gönüllü takdime hazırladığı zaman, şarka bakan kapı kendisine açılacak; ve yakılan takdimesini ve selâmet takdimelerini Sebt günü yaptığı gibi hazırlıyacak; ve dışarı çıkacak; ve o dışarı çıktıktan sonra kapı kapanacak.
13. Ve RABBE yakılan takdime olarak her gün kusursuz bir yıllık bir kuzu hazırlıyacaksın; onu her sabah hazırlıyacaksın.
14. Ve bununla beraber her sabah efanın altıda biri, ve ince unu ıslatmak için bir hinin üçte biri yağ olmak üzre ekmek takdimesi hazırlıyacaksın; ebedî kanunla RABBE daimî bir ekmek takdimesidir.
15. Daimî yakılan takdime olarak kuzuyu, ve ekmek takdimesini ve yağı, her sabah böyle hazırlıyacaklar.
16. Rab Yehova şöyle diyor: Eğer oğullarından birine bey hediye ederse, kendi mirasıdır, oğullarının olacaktır; miras yolu ile onların mülküdür.
17. Fakat kullarından birine kendi mirasından hediye ederse, ibra yılına kadar onun olacak; o zaman beye dönecektir; fakat mirasına gelince, oğullarının olacaktır.
18. Ve bey kavmı mülklerinden kovmak için onların mirasından almıyacaktır; kavmım, herkes kendi mülkünden dağılmasın diye, oğullarına kendi mülkünden miras verecektir.
19. Ve kapı yanındaki girilecek yerden kâhinlerin şimale bakan mukaddes odalarına beni getirdi; ve işte, orada, arka yanda garba doğru bir yer vardı.
20. Ve bana dedi: Kâhinlerin günah kurbanını, ve suç kurbanını kaynatacakları, ve ekmek takdimesini pişirecekleri yer budur; ta ki, kavmı takdis etmemek için dış avluya onları çıkarmasınlar.
21. Ve beni dış avluya çıkardı, ve avlunun dört köşesinden beni geçirdi; ve işte, avlunun her köşesinde bir avlu vardı.
22. Avlunun dört köşesinde uzunluğu kırk arşın, ve eni otuz arşın kapalı avlular vardı; köşelerde dördünün de ölçüsü birdi.
23. Ve onların çevresinde, dördünün de çevresinde duvar vardı, ve çepçevre duvarların dibinde kaynatacak yerler yapılmıştı.
24. Ve bana dedi: Bunlar kaynatma evleridir, evin hizmetçileri kavmın kurbanını burada kaynatacaklardır.

BAP 45

VE miras olarak memleketi kura ile böldüğünüz zaman, RABBE bir takdime, memleketten mukaddes bir pay arzedeceksiniz; uzunluğu yirmi beş bin, ve genişliği on bin olacak; çepçevre her sınırında mukaddes olacak.
2. Bundan mukaddes yer için, murabba olarak çepçevre uzunluğu beş yüz, ve genişliği beş yüz, ve çevresinde onun açık yeri için elli arşın olacak.
3. Ve bu ölçüden yirmi beş bin uzunluk ve on bin genişlik ölçeceksin; ve çok mukaddes olan makdis orada olacak.
4. Memleketin mukaddes payıdır; RABBE hizmet için yaklaşan makdisin hizmetçileri, kâhinler, için olacak; ve onların evleri için bir yer olacak, ve makdis için mukaddes bir yer olacaktır.
5. Ve evin hizmetçilerine, Levililere, kendilerine mülk olarak, yirmi oda için, yirmi beş bin uzunluk, ve on bin genişlik olacak.
6. Ve mukaddes pay takdimesine muvazi olarak şehrin mülkünü tayin edeceksiniz, genişliği beş bin, ve uzunluğu yirmi beş bin olacak; bütün İsrail evi için olacak.
7. Ve mukaddes pay takdimesinin ve şehir mülkünün bu yanından ve o yanından, mukaddes pay takdimesinin önünde ve şehir mülkünün önünde, garp yanından garba doğru, ve şark yanından şarka doğru olan yer beyin olacak; ve garp sınırından şark sınırına kadar uzunlukça paylardan birine muvazi olacak.
8. Toprak olarak, İsrailde ona mülk olacak; ve beylerim artık kavmımı sıkıştırmıyacaklar; ve sıptlarına göre toprağı İsrail evine verecekler.
9. Rab Yehova şöyle diyor: Ey İsrail beyleri, sizin için yeter oldu; zorbalığı ve soygunculuğu kaldırın, ve adaleti ve doğruluğu yapın; kavmımı mülklerinden kovmaktan el çekin, Rab Yehovanın sözü.
10. Sizin teraziniz doğru, ve efanız* doğru, ve batınız* doğru olsun.
11. Batta homerin* onda biri, ve efada homerin onda biri olsun diye, efa ile bat bir ölçüde olacak; ölçüsü homere göre olacak.
12. Ve şekel* yirmi gera* olacak; mınanız* yirmi şekel, yirmi beş şekel, on beş şekel olacak.
13. Arzedeceğiniz takdime şudur: bir homer buğdaydan efanın altıda birini; ve bir homer arpadan efanın altıda birini vereceksiniz;
14. ve yağın, bir bat yağın kanunu, bir homer, yani on bat olan bir kordan*, bir batın onda biri (çünkü on bat bir homerdir);
15. ve İsrailin iyi sulak otlaklarından, sürüden, iki yüzden bir kuzu;  —  kendileri için kefaret olmak üzre ekmek takdimesi, ve yakılan takdime, ve selâmet takdimeleri içindir, Rab Yehovanın sözü.
16. Bütün memleket kavmı bu takdimeyi İsrailde beye verecekler.
17. Ve bayramlarda, ve ay başlarında, ve Sebtlerde, İsrail evinin bütün belli bayramlarında, yakılan takdimeleri, ve ekmek takdimelerini, ve dökülen takdimeleri vermek beyin işi olacak; İsrail evi için kefaret etmek üzre, suç takdimesini, ve ekmek takdimesini, ve yakılan takdimeyi, ve selâmet takdimelerini hazırlıyacak olan odur.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
18. Rab Yehova şöyle diyor: Birinci ayda, ayın birinci gününde, kusursuz genç bir boğa alacaksın; ve makdisi tahir kılacaksın.
19. Ve kâhin suç takdimesinin kanından alacak, ve evin süveleri üzerine, ve mezbah kenarının dört köşesi üzerine, ve iç avlunun kapı süveleri üzerine sürecek.
20. Ve yanlışlık ve bönlük eden her adam için ayın yedinci gününde böyle edeceksin; ve ev için kefaret edeceksiniz.
21. Birinci ayda, ayın on dördüncü gününde, sizin için fısıh, yedi günlük bayram olacak; mayasız ekmek yenilecek.
22. Ve o gün bey, kendisi için ve bütün memleket kavmı için suç takdimesi olarak bir boğa hazırlıyacak.
23. Ve bayramın yedi gününde, RABBE yakılan takdime olarak her gün kusursuz yedi boğa ile yedi koç, ve suç takdimesi olarak her gün bir ergeç hazırlıyacak.
24. Ve ekmek takdimesi olarak, bir boğa için bir efa, ve bir koç için bir efa, bir efa için de bir hin yağ hazırlıyacak.
25. Yedinci ayda, ayın on beşinci gününde, bayramda, suç takdimesine göre, yakılan takdimeye göre, ve ekmek takdimesine göre, ve yağa göre, yedi gün böyle yapacak.

BAP 44

VE makdisin şarka bakan dış kapısı yolundan beni geri getirdi; ve kapı kapalı idi.
2. Ve RAB bana dedi: Bu kapı kapalı kalacak; açılmıyacak, ve kimse ondan girmiyecek; çünkü İsrailin Allahı RAB ondan girmiştir; bundan dolayı kapalı kalacaktır.
3. Bey ise, bey olduğu için RABBİN önünde ekmek yemek için orada oturacak; kapı dehlizi yolundan girer, ve o yoldan çıkar.
4. Ve beni şimal kapısı yolundan evin önüne getirdi; ve baktım, ve işte, RABBİN izzeti RABBİN evini dolduruyordu; ve yüz üstü düştüm.
5. Ve RAB bana dedi: Âdem oğlu, iyi bak, ve gözlerinle gör, ve RAB evinin bütün nizamları, ve onun bütün kanunları için sana söylemekte olduğum her şeyi kulaklarınla işit; ve makdisin her bir çıkılacak yeri ile eve girilecek yere iyi bak.
6. Ve o âsilere, İsrail evine, diyeceksin: Rab Yehova şöyle diyor: Ey İsrail evi,
7. ekmeğimi, yağı ve kanı takdim ettiğiniz zaman, makdisimde bulunmak, onu, evimi, murdar etmek üzre, yürekleri sünnetsiz, ve etleri sünnetsiz ecnebileri içeri sokmakla, bütün mekruh şeyleriniz sizin için çok oldu, ve bütün mekruh şeylerinizde ahdimi onlar bozdular.
8. Ve mukaddes şeylerimin bekçiliğini tutmadınız; ve makdisimde benim bekçiliğimi tutacak adamları kendiniz için koydunuz.
9. Rab Yehova şöyle diyor: İsrail oğulları arasında bulunan bütün ecnebilerden hiç biri, yüreği sünnetsiz ve eti sünnetsiz ecnebi makdisime girmiyecek.
10. Ancak İsrail saptığı zaman, benden uzlaklaşan, benden ayrılıp putlar ardınca giden Levililer, kendi fesatlarını yüklenecekler.
11. Fakat onlar evin kapılarında korucu, ve evde hizmetçi olarak, makdisimde hizmetçi olacaklar; yakılan takdimeyi ve kavmın kurbanını boğazlıyacaklar, ve onlara hizmet için önlerinde duracaklar.
12. Mademki putlarının önünde onlara hizmet ettiler, ve İsrail evine fesat tökezi oldular; onlara karşı elimi bundan dolayı kaldırdım, Rab Yehovanın sözü, ve fesatlarını yükleneceklerdir.
13. Ve mukaddes şeylerimin, çok mukaddes olan şeylerin birine yaklaşmak üzre, kâhinlik etmek için bana yaklaşmıyacaklar; ve utançlarını, ve yaptıkları mekruh işleri yüklenecekler.
14. Böyle iken yine onları evin her hizmeti için, ve onda yapılacak her iş için evi korumak için onları bekçi edeceğim.
15. Ancak İsrail oğulları benden ayrıldıkları zaman, makdisimin bekçiliğini tutan Tsadok oğulları, Levililer, kâhinler, bana hizmet etmek için onlar bana yaklaşacaklar; ve bana yağı ve kanı takdim etmek için önümde onlar duracaklar, Rab Yehovanın sözü;
16. makdisime onlar girecekler, ve bana hizmet etmek için soframa onlar yaklaşacaklar, ve bekçiliğimi tutacaklar.
17. Ve vaki olacak ki, iç avlunun kapılarına girdikleri zaman keten esvap giyinmiş olacaklar; ve iç avlunun kapılarında, ve içerde hizmet ederken üzerlerinde yün bulunmıyacak.
18. Başlarında keten sarıklar, ve bellerinde keten don olacak; terletici bir şey kuşanmıyacaklar.
19. Ve dış avluya, kavmın yanına dış avluya çıktıkları zaman, hizmet ederlerken üzerlerinde bulunan esvaplarını çıkaracaklar, ve onları mukaddes odalara koyacaklar; ve o esvapları ile kavmı takdis etmesinler diye başka esvaplar giyecekler.
20. Ve başlarını tıraş etmiyecekler; saçlarını da uzatmıyacaklar; ancak başlarının saçını kesecekler.
21. Ve iç avluya girdikleri zaman, hiç bir kâhin şarap içmiyecek.
22. Ve kendilerine karı olarak dul kadın, ve boşanmış kadın almıyacaklar; ancak İsrail evi zürriyetinden ere varmamış kızlar, yahut kâhinden dul kalmış bir kadın alacaklar.
23. Ve mukaddes olan ile bayağı arasındaki farkı kavmıma öğretecekler, ve murdar olanı tahirden ayırt etmeği onlara anlatacaklar.
24. Ve hükmetmek için davada onlar duracaklar; hükümlerime göre ona hükmedecekler; ve bütün belli bayramlarımda şeriatlerimi ve kanunlarımı tutacaklar; ve Sebtlerimi takdis edecekler.
25. Ve kendilerini murdar etmemek için insan ölüsü yanına girmiyecekler; ancak baba için, ve ana için, ve oğul için, ve kız için, kardeş için ve kocasız kızkardeş için kendilerini murdar edebilirler.
26. Ve tahir olduktan sonra onun için yedi gün sayacaklar.
27. Ve makdiste hizmet etmek için makdise, iç avluya, girdiği gün suç takdimesini arzedecektir, Rab Yehovanın sözü.
28. Ve onların mirası vardır; ben onların mirasıyım; ve onlara İsrailde mülk vermiyeceksiniz; ben onların mülküyüm.
29. Ekmek takdimesi, ve suç takdimesi, ve günah takdimesi, bunları onlar yiyeceklerdir; ve İsrailde vakfolunan her şey onların olacaktır.
30. Ve her şeyin bütün turfandalarının ilki, ve bütün kaldırma takdimelerinizden her şeyin her kaldırma takdimesi kâhinlerin olacak, evinize bereket konsun diye, hamurlarınızın ilkini kâhine vereceksiniz.
31. Kuştan olsun, hayvandan olsun, kendiliğinden ölmüş, yahut parçalanmış olanı kâhinler yemiyecekler.

BAP 43

VE kapıya, şarka bakan kapıya beni getirdi.
2. Ve işte, İsrail Allahının izzeti şark yolundan geldi; ve sesi çok suların sesi gibi idi; ve onun izzetinden yer parlıyordu.
3. Ve görmüş olduğum rüyetin görünüşü gibi, şehri helak etmek için geldiğim zaman görmüş olduğum rüyet gibi idi; ve rüyetler Kebar ırmağı yanında görmüş olduğum rüyet gibi idiler; ve yüz üstü düştüm.
4. Ve RABBİN izzeti şarka bakan kapının yolundan eve girdi.
5. Ve Ruh beni kaldırıp iç avluya getirdi; ve işte, RABBİN izzeti evi dolduruyordu.
6. Ve evden bana söz söyliyen birinin sesini işittim; ve bir adam yanımda durdu.
7. Ve bana dedi: Âdem oğlu, tahtımın yeri, ve ayaklarımın tabanlarının yeri, İsrail oğulları arasında ebediyen oturacağım yer, burasıdır. Ve İsrail evi, onlar ve kıralları, zinaları ile, ve yüksek yerlerinde kırallarının leşlerile artık mukaddes ismimi murdar etmiyecekler;
8. eşiklerini eşiğimin yanına, ve süvelerini süvemin yanına koymakta idiler, ve benimle onların arasında ancak bir duvar vardı; ve işledikleri mekruh şeylerile mukaddes ismimi murdar ettiler; bende onları öfkemle bitirdim.
9. Şimdi zinalarını ve kırallarının leşlerini benden uzaklaştırsınlar; ben de aralarında ebediyen otururum.
10. Sen, âdem oğlu, bu evi İsrail evine göster de, fesatlarından utansınlar; ve resmini ölçsünler.
11. Ve eğer işledikleri her şeyden utanıyorlarsa, evin şeklini, ve biçimini, ve çıkılacak yerlerini ve girilecek yerlerini, ve bütün şekillerini, ve bütün nizamlarını, ve bütün şekillerile bütün kanunlarını onlara bildir; ve onların gözü önünde onu yaz da, onun her şeklini ve bütün nizamlarını tutsunlar, ve onları yapsınlar.
12. Evin kanunu şudur: dağın başında çepçevre onun bütün sınırı çok mukaddes olacaktır. İşte, evin kanunu budur.
13. Ve mezbahın arşınla ölçüleri şunlardır (arşın, bir arşın ve dört parmaktır): Tabanın yüksekliği bir arşın, ve kenar genişliği bir arşın, ve kenar pervazı çepçevre bir karış; ve mezbahın tabanı bu olacak.
14. Ve yerdeki tabandan aşağı kenara kadar yükseklik iki arşın, ve kenar genişliği bir arşın; ve küçük kenardan büyük kenara kadar yükseklik dört arşın, ve genişliği bir arşın.
15. Ve üst mezbahın yüksekliği dört arşın; ve mezbah ocağından yukarı doğru dört boynuz olacak.
16. Ve mezbah ocağının dört yanı, uzunluğu on iki arşın ve genişliği on iki arşın, murabba.
17. Ve aşağı kenarın dört yanında, uzunluğu on dört arşın, genişliği on dört arşın; ve onun her yanında pervaz yarım arşın; ve tabanı çepçevre bir arşın; ve basamakları şarka bakacak.
18. Ve bana dedi: Âdem oğlu, Rab Yehova şöyle diyor: Mezbahın üzerinde yakılan takdimeler arzetmek, ve üzerine kan serpmek için onu yaptıkları günde nizamları şunlardır:
19. Bana hizmet etmek için bana yakın olan, Tsadok zürriyetinden Levililere, kâhinlere suç takdimesi olarak genç bir boğa vereceksin, Rab Yehovanın sözü.
20. Ve onun kanından alacaksın, ve mezbahın dört boynuzu üzerine, ve kenarın dört köşesi üzerine, ve çepçevre pervazın üzerine süreceksin; böylece onu tahir kılacaksın ve onun için kefaret edeceksin.
21. Ve suç takdimesi boğasını alacaksın, ve makdisin dışında, evin tayin edilmiş olan yerinde yakılacak.
22. Ve ikinci gün, suç takdimesi olarak kusursuz bir ergeç arzedeceksin; ve mezbahı boğa ile nasıl tahir kıldılarsa, öyle tahir kılacaklar.
23. Ve tahir kılma işini bitirince kusursuz bir genç boğa, ve sürüden kusursuz bir koç arzedeceksin.
24. Ve onları RABBİN önüne yaklaştıracaksın, ve onların üzerine kâhinler tuz atacaklar, ve yakılan takdime olarak onları RABBE takdim edecekler.
25. Yedi gün, suç takdimesi olarak her gün bir ergeç hazırlıyacaksın; ve kusursuz bir genç boğa ile sürüden bir koç hazırlıyacaklar.
26. Mezbah için yedi gün kefaret edecekler, ve onu tahir kılacaklar; ve onu tahsis edecekler.
27. Ve bu günleri tamam edince vaki olacak ki, sekizinci gün ve ondan sonra yakılan takdimelerinizi, ve selâmet takdimelerinizi kâhinler mezbah üzerinde arzedecekler; ve sizden razı olacağım, Rab Yehovanın sözü.

BAP 42

VE şimale doğru olan yoldan dış avluya beni çıkardı; ve ayrılmış yerin karşısında, ve şimale doğru olan binanın karşısındaki odaya beni getirdi.
2. Yüz arşınlık boyun önünde şimal kapısı vardı, ve eni elli arşındı.
3. İç avlunun yirmi arşınlık yerine karşı, ve dış avlunun taş döşemesine karşı, üç katta eyvan eyvana karşı idi.
4. Ve odalar önünde bir gezinti yeri vardı, ve eni içerden on arşındı, yüz arşınlık yol vardı; ve kapıları şimale doğru idi.
5. Ve yukarıki odalar daha dardı; çünkü eyvanlar onlardandı, yapıda alt ve orta odalardan ziyade onlardan almışlardı.
6. Çünkü üç katta idiler, ve avluların direkleri gibi direkleri yoktu; bundan dolayı en üst kattaki oda, alt ve orta katlarda olandan yerce daha dardı.
7. Ve dışarda odalarının yanında, odaların önünde, dış avluya doğru olan duvarın uzunluğu elli arşındı.
8. Çünkü dış avludaki odaların uzunluğu elli arşındı; ve işte, mabedin önünde yüz arşın vardı.
9. Ve onlara dış avludan girilirken, girilecek yer, şark yanında odaların alt tarafındandı.
10. Ayrılmış yerin önünde, ve yapı önünde, şarka doğru avlu duvarının kalınlığı içinde odalar vardı.
11. Ve onların önündeki yol, şimale doğru olan odalar yolunun görünüşü gibi idi; onların uzunluğu nasılsa genişlikleri öyle idi; ve bütün çıkılacak yerleri biçimlerine göre hem de kapılarına göre idi.
12. Ve cenuba doğru olan odaların kapıları gibi, yol başında bir kapı vardı; o yol, odalara girilirken, şarka doğru olan duvarın tam önünde idi.
13. Ve bana dedi: Ayrılmış yerin önünde olan şimal odaları ile cenup odaları, mukaddes odalar onlardır; RABBE yakın olan kâhinler en mukaddes şeyleri orada yiyeceklerdir; en mukaddes şeyleri, ve ekmek takdimesini, ve suç takdimesini, ve günah takdimesini oraya koyacaklardır; çünkü o yer mukaddestir.
14. Kâhinler içeri girince, dış avluya mukaddes yerden çıkmıyacaklardır, fakat hizmet ederken giydikleri esvapları oraya koyacaklardır; çünkü onlar mukaddestir; ve başka esvaplar giyecekler, ve kavma ait olana yaklaşacaklardır.
15. Ve iç evi ölçmeyi bitirince, şarka bakan kapının yolundan beni çıkardı, ve onu çepçevre ölçtü.
16. Ölçü kamışı ile şark yanını ölçtü, çepçevre ölçü kamışı ile beş yüz kamış.
17. Şimal yanını ölçtü, çepçevre ölçü kamışı ile beş yüz kamış.
18. Cenup yanını ölçtü, ölçü kamışı ile beş yüz kamış.
19. Garp yanına döndü, ve ölçü kamışı ile beş yüz kamış ölçtü.
20. Dört yanını ölçtü; mukaddes olanı bayağı olandan ayırmak için çepçevre duvarı vardı, uzunluğu beş yüz, ve eni beş yüzdü.

BAP 41

VE beni mabede getirdi, ve süveleri ölçtü, genişliği bu yandan altı arşın, o yandan altı arşındı, çadırın genişliği idi.
2. Ve girilecek yerin genişliği on arşındı; ve girilecek yerin omuzları, bu yandan beş arşın, ve o yandan beş arşındı; ve onun uzunluğunu ölçtü, kırk arşındı, ve genişliği yirmi arşındı.
3. Ve içeri doğru girdi, ve girilecek yerin her süvesini ölçtü, iki arşındı; ve girilecek yer altı arşındı; ve girilecek yerin genişliği yedi arşındı.
4. Ve onun uzunluğunu ölçtü, yirmi arşındı, ve genişliği mabedin önünde yirmi arşındı; ve bana dedi: Kudsülakdas budur.
5. Ve evin duvarını ölçtü, altı arşındı; ve çepçevre evin her yanında, her yan odanın eni dört arşındı.
6. Ve yan odalar üç kattı, oda oda üstünde, her katta otuz; ve çepçevre yan odaları için olan evin duvarı içine giriyorlardı, ta ki, onu tutsunlar da asıl ev duvarını tutmasınlar.
7. Ve evi çevreleyip yükseldikçe yan odaları genişliyordu; çünkü evin çevrelenmesi ev etrafında gittikçe yükseliyordu; bundan dolayı ev genişliği yukarı doğru birdi; ve böylece alt odadan, en üst odaya, orta odadan çıkılırdı.
8. Ve gördüm ki, çepçevre evin yüksek bir taban yapısı vardı; yan odaların temelleri altı büyük arşınlık tam bir kamıştı.
9. Dış tarafta, yan odalar için olan duvarın kalınlığı beş arşındı; açık kalan yer ise, evin yan odalarına idi.
10. Ve çepçevre evin her yanında odalar arasında yirmi arşın genişlik vardı.
11. Ve yan odaların kapıları açık kalan yere doğru idi, şimale doğru bir kapı, ve cenuba doğru başka bir kapı vardı; ve çepçevre açık kalan yerin eni beş arşındı.
12. Ve garba doğru olan yanda, ayrılmış olan yerin önündeki yapının eni yetmiş arşındı; ve yapının duvar kalınlığı çepçevre beş arşındı; ve uzunluğu doksan arşındı.
13. Ve evi ölçtü, uzunluğu yüz arşındı; ve ayrılmış yer, ve duvarları ile beraber yapı yüz arşın uzunluğunda idiler;
14. ve şarka doğru ev yüzünün ve ayrılmış yerin genişliği yüz arşındı.
15. Ve yapının arkasında olan ayrılmış yerin karşısındaki yapının uzunluğunu, bu yanda ve obir yanda olan eyvanlarını ölçtü, yüz arşındı; ve iç mabet, ve avlunun dehlizleri,
16. eşikleri, ve kafesli pencereleri, ve çepçevre onun üç katı üstünde eşiğe karşı olan eyvanları, yerden pencerelere kadar (pencereler de kafesli idi),
17. kapı üstündeki aralığa kadar, iç eve kadar, ve dışardan, ve bütün duvar yanında içerden ve dışardan, ölçü ile çepçevre tahta kaplı idi.
18. Ve kerubilerle ve hurma ağaçları ile yapılmıştı; iki kerubi arasında bir hurma ağacı vardı, ve her kerubinin iki yüzü vardı;
19. ve bu yandan hurma ağacına doğru adam yüzü vardı, ve o yandan hurma ağacına doğru genç aslan yüzü vardı. Bütün evin içinde çepçevre böyle yapılmıştı;
20. yerden kapı üstüne kadar kerubilerle hurma ağaçları yapılmıştı; mabedin duvarı böyle idi.
21. Ve mabede gelince, kapı süveleri dört köşeli idi; ve makdisin yüzüne gelince, onun görünüşü mabedin görünüşü gibi idi.
22. Mezbah ağaçtandı, yüksekliği üç arşın, ve uzunluğu iki arşındı, ve köşeleri, ve uzunluğu ile duvarları ağaçtandı; ve bana dedi: RABBİN önünde olan sofra budur.
23. Ve mabedle makdisin iki kapısı vardı.
24. Ve her iki kapının iki kanadı, dönen iki kanadı vardı; bir kapı için iki kanat, obir kapı için iki kanattı.
25. Duvarlar üzerine yapılmış olduğu gibi, onların üzerine, mabedin kapı kanatları üzerine de kerubiler ve hurma ağaçları yapılmıştı; ve dehlizin önünde dışardan tahta bir eşik vardı.
26. Ve dehlizin omuzları üzerinde bu yandan ve o yandan kafesli pencereler, ve hurma ağaçları vardı; evin yan odaları, ve eşikler böyle idi.

BAP 40

SÜRGÜNLÜĞÜMÜZÜN yirmi beşinci yılında, yılın başında, ayın onuncu gününde, şehrin vurulmasından sonraki on dördüncü yılda, tam o günde, RABBİN eli benim üzerimde idi, ve beni oraya götürdü.
2. Beni Allah rüyetlerinde İsrail diyarına götürdü, ve beni çok yüksek bir dağ üzerine koydu, ve cenupta, onun üzerinde sanki bir şehir yapısı vardı.
3. Ve beni oraya götürdü; ve işte, bir adam, görünüşü tunç görünüşü gibi, ve elinde keten ip ve bir ölçü kamışı vardı; ve kapıda duruyordu.
4. Ve adam bana dedi: Âdem oğlu, gözlerinle gör, ve kulaklarınla işit, ve sana göstereceğim her şeye iyi bak; çünkü sana göstereyim diye buraya getirildin; gördüğün her şeyi İsrail evine bildir.
5. Ve işte, evin dışında çepçevre bir duvar, ve adamın elinde uzunluğu altı arşın* ölçü kamışı, her arşını bir arşın ve dört parmak; ve duvarın kalınlığını ölçtü, bir kamıştı; yüksekliği de bir kamış.
6. Ve şarka bakan kapıya geldi, ve basamaklarından çıktı; ve kapı eşiğini ölçtü, eni bir kamıştı; öteki eşiği de ölçtü, eni bir kamıştı.
7. Ve her hücre uzunluğu bir kamış, ve eni bir kamıştı; ve hücrelerin arası beş arşın; ve eve doğru olan kapı dehlizi yanındaki kapı eşiği bir kamıştı.
8. Ve kapı dehlizini eve doğru ölçtü, bir kamıştı.
9. Ve kapı dehlizini ölçtü, sekiz arşındı; ve süvelerini ölçtü, iki arşındı; ve kapı dehlizi eve doğru idi.
10. Ve şarka doğru olan kapının hücreleri, bu yanda üç, ve o yanda üçtü; üçünün ölçüsü birdi; ve bu yandan ve o yandan süvelerin ölçüsü birdi.
11. Ve kapıya girilecek yerin genişliğini ölçtü, on arşın; ve kapının uzunluğu on üç arşındı;
12. ve hücrelerin önünde, bu yandan bir arşınlık bir kenar duvarı, ve o yandan bir arşınlık bir kenar duvarı vardı; ve hücreler bu yandan altı arşın, ve obir yandan altı arşındı.
13. Ve bir hücrenin damından ötekinin damına kadar kapıyı ölçtü, kapı kapıya karşı olarak yirmi beş arşın genişliğinde idi.
14. Ve direkler yaptı, altmış arşın; ve avlu kapının yanlarında direklere kadardı.
15. Ve girilecek yerdeki kapının yüzünden iç kapı dehlizinin yüzüne kadar elli arşındı.
16. Ve kapının iç tarafında her yanda hücrelerin, ve bölme duvarlarının da kafesli pencereleri vardı, dehlizlerde de böyle idi; ve çepçevre iç tarafından pencereler vardı; ve bölme duvarları üzerinde hurma ağaçları vardı.
* Tartılar ve ölçüler cetveline bak.
17. Ve beni dış avluya getirdi; ve işte, avlu için çepçevre yapılmış taş döşeme ve odalar vardı; döşemenin üzerinde otuz oda vardı.
18. Ve kapıların yanında olan taş döşeme, aşağıki döşeme, kapıların uzunluğuna muvazi idi.
19. Ve aşağıki kapının önünden iç avlunun önüne kadar olan genişliği dışarıdan ölçtü, yüz arşındı; şarkta, ve şimalde de öyle idi.
20. Ve dış avlunun şimale bakan kapısı, onun da uzunluğunu ve genişliğini ölçtü.
21. Ve hücreleri bu yandan üç ve o yandan üçtü; bölme duvarları ve dehlizleri birinci kapının ölçüsüne göre idi; uzunluğu elli arşın ve genişliği yirmi beş arşın.
22. Ve pencereleri, ve dehlizleri, ve hurma ağaçları, şarka bakan kapının ölçüsüne göre idi; ve ona yedi basamakla çıkılırdı; ve dehlizleri onların önünde idi.
23. Ve şimal kapısına ve şark kapısına karşı iç avlunun birer kapısı vardı; ve kapıdan kapıya ölçtü, yüz arşındı.
24. Ve beni cenuba doğru yürüttü; ve işte, cenuba doğru bir kapı vardı; ve onun bölme duvarlarını ve dehlizlerini ölçtü, bu ölçülere göre idi.
25. Ve onda ve çepçevre dehlizlerde o pencereler gibi pencereleri vardı; uzunluk elli arşın, ve genişlik yirmi beş arşındı.
26. Ve ona çıkmak için yedi basamak vardı, ve dehlizleri onların önünde idi; ve bölme duvarları üzerinde hurma ağaçları vardı; biri bu yanda biri o yanda idi.
27. Ve iç avlunun cenuba doğru kapısı vardı; ve cenuba doğru kapıdan kapıya ölçtü, yüz arşındı.
28. Ve beni cenup kapısından iç avluya getirdi; ve cenup kapısını ölçtü, bu ölçülere göre idi;
29. ve onun hücreleri, ve bölme duvarları, ve dehlizleri bu ölçülere göre idi; ve onda, ve dehlizlerde çepçevre pencereler vardı; uzunluk elli arşın ve genişlik yirmi beş arşındı.
30. Ve her yanda uzunluğu yirmi beş arşın ve genişliği beş arşın dehliz vardı.
31. Ve dehlizleri dış avluya doğru idi; ve bölme duvarları üzerinde hurma ağaçları vardı; ve ona çıkmak için sekiz basamak vardı.
32. Ve beni şarka doğru iç avluya getirdi; ve kapıyı ölçtü, bu ölçülere göre idi;
33. ve hücreleri, ve bölme duvarları, ve dehlizleri bu ölçülere göre idi; ve onda, ve dehlizlerde çepçevre pencereler vardı; uzunluk elli arşın, ve genişlik yirmi beş arşındı.
34. Ve dehlizleri dış avluya doğru idi; ve bu yandan ve o yandan bölme duvarları üzerinde hurma ağaçları vardı; ve ona çıkmak için sekiz basamak vardı.
35. Ve beni şimal kapısına getirdi; ve onu ölçtü, bu ölçülere göre idi;
36. hücreleri, bölme duvarları, ve dehlizleri de; ve onda çepçevre pencereler vardı; uzunluğu elli arşın, ve genişliği yirmi beş arşındı.
37. Ve direkleri dış avluya doğru idi; bu yandan ve o yandan bölme duvarları üzerinde hurma ağaçları vardı; ve ona çıkmak için sekiz basamak vardı.
38. Ve kapıların direkleri yanında bir oda ile kapısı vardı; yakılan takdimeyi orada yıkarlardı.
39. Ve yakılan takdimeyi ve suç takdimesini ve günah takdimesini üzerinde boğazlamak için kapı dehlizinde bu yanda iki sofra ve o yanda iki sofra vardı.
40. Ve şimal kapısına çıkılan yerde, dışardan bir yanda iki sofra, ve kapı dehlizi tarafındaki öte yanda iki sofra vardı.
41. Kapının yanında, dört sofra bir yanda, dört sofra obir yanda idi; üzerlerinde kurban boğazladıkları sekiz sofra idi.
42. Ve yakılan takdime için, uzunluğu bir buçuk arşın, ve eni bir buçuk arşın, ve yüksekliği bir arşın, yonma taştan dört sofra vardı; yakılan takdimeyi ve kurbanı boğazlamak için kullandıkları takımları onların üzerine korlardı.
43. Ve her biri dört parmak uzunluğunda çifte çengeller, çepçevre eve çakılmıştı; ve sofraların üzerinde kurban eti vardı.
44. Ve şimal kapısının yanında olan iç avluda, iç kapının dış tarafında, ilâhiciler için odalar vardı; ve bunların yüzü cenuba doğru idi; biri şark kapısının yanında, yüzü şimale doğru idi.
45. Ve bana dedi: Yüzü cenuba doğru olan bu oda, ev bekçiliğini tutan kâhinler içindir;
46. ve yüzü şimale doğru olan oda, mezbah bekçiliğini tutan kâhinler içindir; bunlar Levi oğullarından, RABBE hizmet etmek için ona yaklaşan Tsadok oğullarıdır.
47. Ve avluyu ölçtü, uzunluk yüz arşın, ve genişlik yüz arşındı, murabba idi; ve mezbah evin önünde idi.
48. Ve beni evin dehlizine getirdi, ve dehlizin iki süvesini ölçtü, bu yandan beş arşın, ve o yandan beş arşındı; ve kapının genişliği bu yandan üç arşın, ve o yandan üç arşındı.
49. Dehlizin uzunluğu yirmi arşın, genişliği on bir arşındı; ona basamaklarla çıkılırdı; ve süvelerin yanında direkler vardı, biri bu yanda, biri o yanda idi.

BAP 39

VE sen, âdem oğlu, Goga karşı peygamberlik et, ve de: Rab Yehova şöyle diyor: Roşun, Meşekin, ve Tubalın beyi Gog, işte, ben sana karşıyım;
2. ve seni geri çevireceğim, ve seni ileri götüreceğim, ve şimalin sonlarından seni çıkaracağım; ve seni İsrail dağları üzerine getireceğim;
3. ve sol elinden yayını ve sağ elinden oklarını vurup düşüreceğim.
4. Sen, bütün ordularınla ve yanında olan kavmlarla, İsrail dağları üzerinde düşeceksin; yesinler diye her çeşit yırtıcı kuşa, ve kırın canavarlarına seni vereceğim.
5. Açık kırda düşeceksin; çünkü ben söyledim, Rab Yehovanın sözü.
6. Ve Magog üzerine, ve adalarda emniyette oturanlar üzerine ateş göndereceğim; ve bilecekler ki, ben RAB’İM.
7. Ve kavmım İsrailin içinde mukaddes ismimi tanıtacağım; ve artık mukaddes ismimi bozdurmıyacağım; ve milletler bilecekler ki, İsrailde Kuddûs olan RAB benim.
8. İşte, geliyor, ve vaki olacaktır, Rab Yehovanın sözü; söylediğim gün bu gündür.
9. Ve İsrail şehirlerinde oturanlar çıkacaklar, ve silâhları ile ateş yakacaklar, ve onları, küçük kalkanı da büyük kalkanı da, yayı da okları da, el sopalarını da kargıları da yakacaklar, ve bunlarla yedi yıl ateş yakacaklar;
10. ve kırdan odun taşımıyacaklar, ve ormanlardan kesmiyecekler; çünkü silahlarla ateş yakacaklar; ve kendilerini çapul etmiş olanları çapul edecekler, ve kendilerini yağma etmiş olanları yağma edecekler, Rab Yehovanın sözü.
11. Ve o gün vaki olacak ki, İsrailde, denizin şarkında Geçiciler deresinde* Goga kabir yeri vereceğim; ve oradan geçenleri o durduracak; ve orada Gogu ve bütün cümhurunu gömecekler; ve oraya Hamon-gog* deresi denilecek.
12. Ve memleketi temizlesinler diye İsrail evi yedi ay onları gömmekte devam edecekler.
13. Ve onları memleketin bütün kavmı gömecek, ve onlara izzet bulduğum günde nam olacak, Rab Yehovanın sözü.
14. Ve devam üzre memleket içinden geçecek adamlar, ve o geçenlerle beraber memleketi temizlemek için yerin üzerinde kalanları gömecek adamlar ayıracaklar; onlar yedi ayın sonunda araştıracaklar.
15. Ve memleket içinden geçecek olanlar geçecekler; ve biri insan kemiği görünce, gömecek olanlar onu Hamon-gog deresine gömünciye kadar yanına bir nişan koyacak.
16. Ve Hamona da bir şehrin adı olacak. Memleketi temizliyecekler.
* Yahut, Abarim deresinde.
* Gog cümhuru.
17. Ve sen, âdem oğlu, Rab Yehova şöyle diyor: Her çeşit kuşa, ve kırın bütün canavarlarına de: Toplanın da gelin; sizin için keseceğim kurbana, İsrail dağları üzerindeki büyük kurbana her yandan toplanın da et yiyin, ve kan için.
18. Yiğitlerin etini yiyeceksiniz, ve dünya beylerinin kanını, koçların, kuzuların, ve ergeçlerin, boğaların kanını içeceksiniz, hepsi Başanın semiz hayvanlarıdır.
19. Ve sizin için kestiğim kurbandan, doyuncıya kadar yağ yiyeceksiniz, ve sarhoş oluncıya kadar kan içeceksiniz.
20. Ve atlara, ve cenk arabalarına, yiğitlere, ve bütün cenk erlerine soframda doyacaksınız, Rab Yehovanın sözü.
21. Ve izzetimi milletler arasında göstereceğim; ve yürüttüğüm hükmümü, ve üzerlerine koyduğum elimi bütün milletler görecekler.
22. Ve İsrail evi o günden, ve ondan öte bilecekler ki, ben onların Allahı RAB’İM.
23. Ve milletler bilecekler ki, İsrail evi kendi fesatlarından ötürü sürgüne gittiler; çünkü bana hainlik ettiler, ve yüzümü onlardan gizledim; ve onları düşmanlarının eline verdim, ve hepsi kılıçla düştüler.
24. Murdarlıklarına göre, ve günahlarına göre onlara ettim; ve yüzümü onlardan gizledim.
25. Bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: Yakubun sürgünlerini şimdi geri getireceğim, ve bütün İsrail evine merhamet edeceğim, ve mukaddes ismim için kıskanç olacağım.
26. Ve kendi utançlarını, ve bana ettikleri bütün hainliklerini yüklenecekler, o zaman ki, kendi toprakları üzerinde emniyette oturacaklar, ve korkutan olmıyacak;
27. o zaman ki, kendilerini kavmlardan geri getirmiş, ve düşmanlarının memleketlerinden onları toplamış olacağım, ve çok milletlerin gözü önünde onlarda takdis olunacağım.
28. Ve onları milletler arasına ben sürgün ettiğim için, kendi topraklarına da onları ben topladığım için bilecekler ki, ben onların Allahı RAB’İM; ve artık orada onlardan hiç birini bırakmıyacağım;
29. ve yüzümü artık onlardan gizlemiyeceğim; çünkü Ruhumu İsrail evi üzerine döktüm, Rab Yehovanın sözü.

BAP 38

VE bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, Magog diyarından olan, Roşun, Meşekin, ve Tubalın beyi Goga yünel, ve ona karşı peygamberlik et,
3. ve de: Rab Yehova şöyle diyor: Roşun, Meşekin, ve Tubalın beyi Gog, işte, ben sana karşıyım;
4. ve seni geri çevireceğim, ve çenelerine çengeller takacağım, seni ve bütün ordunu, atları ve atlıları, hepsi ağır esvap giyinmiş büyük kalkanlı, ve küçük kalkanlı, hepsi kılıç kullanan büyük bir cümhuru,
5. onlarla beraber, hepsi kalkanlı ve miğferli Farsı, Kuşu, ve Putu;
6. Gomeri, ve bütün ordularını; şimalin sonlarından Togarma evini, ve bütün ordularını, seninle beraber çok kavmları çıkaracağım.
7. Sen, senin yanına toplanmış olan bütün cümhurla beraber, hazır ol, ve hazırlan, onları koruyan sen olacaksın.
8. Çok zaman sonra yoklanılacaksın; kılıçtan kurtarılmış diyara, çok kavmlardan İsrail dağlarına toplanmış olanlara, son yıllarda geleceksin, o dağlar ki, daimî bir harabe idi; fakat onlar kavmlardan çıkarılmış, ve hepsi emniyette oturmakta olacaklar.
9. Ve sen çıkacaksın, bir kasırga gibi geleceksin, sen ve bütün orduların, ve seninle beraber olan çok kavmlar, diyarı kaplamak için bir bulut gibi olacaksınız.
10. Rab Yehova şöyle diyor: O gün vaki olacak ki, aklına bir takım şeyler gelecek, ve kötü düşünceler düşüneceksin;
11. ve diyeceksin: Duvarsız köyler diyarına çıkayım, rahatta olanların, emniyette oturanların üzerine gideyim, hepsi duvarsız oturmaktalar, ve kapı sürgülerile kapıları yok.
12. Çapul etmek ve yağma etmek için, ve harabe olmuşken şimdi adam oturmakta olan yerlere, ve milletlerden toplanmış olan kavma karşı elini döndürmek için çıkacaksın, o kavm ki, davar ve mal kazanmıştır; dünyanın göbeğinde oturmaktadır.
13. Şeba, ve Dedan, ve Tarşiş tacirleri, ve bütün genç aslanları sana diyecekler: Çapul malı almak için mi geldin? yağma için mi cümhurunu topladın? gümüş ve altın taşımak, davar ve mal alıp götürmek, büyük çapul etmek için mi?
14. Bundan dolayı, âdem oğlu, peygamberlik et ve Goga de: Rab Yehova şöyle diyor: Kavmım İsrail emniyette oturunca, sen o gün öğrenmiyecek misin?
15. Ve sen, ve seninle beraber bir çok kavmlar, hepsi atlara binmiş, büyük bir cümhur, ve kuvvetli bir ordu olarak, şimalin sonlarından, kendi yerinden geleceksin;
16. ve diyarı örtmek için bir bulut gibi kavmım İsraile karşı çıkacaksın; son günlerde vaki olacak ki, milletlerin gözü önünde sende takdis olunacağım zaman, ey Gog, onlar beni tanısınlar diye, seni kendi diyarıma karşı getireceğim.
17. Rab Yehova şöyle diyor: Onlara karşı seni getireceğim diye o günlerde yıllarca peygamberlik etmiş olan kullarım İsrail peygamberleri vasıtası ile eski günlerde kendisi için söylemiş olduğum adam sen misin?
18. Ve Gog İsrail diyarına karşı geldiği zaman, Rab Yehovanın sözü, o günde vaki olacak ki, ateş püsküreceğim.
19. Çünkü kıskançlığımla ve gazabım ateşile söyledim: Gerçek o gün İsrail diyarında büyük sarsıntı olacak;
20. ve denizin balıkları, ve göklerin kuşları, ve kırın hayvanları, ve bütün yerde sürünenler, ve yer üzerindeki bütün insanlar benim yüzümden titriyecekler, ve dağlar yıkılacak, ve uçurumlar düşecek, ve her duvar yerle beraber olacak.
21. Ve ona karşı kılıç diye bütün dağlarıma bağıracağım, Rab Yehovanın sözü; herkesin kılıcı kardeşine karşı olacak.
22. Ve ona veba ile, ve kanla hükmedeceğim; ve onun üzerine, ve orduları üzerine, ve yanında olan çok kavmların üzerine, coşkun yağmur, ve iri dolu taneleri, ateş ve kükürt yağdıracağım.
23. Ve kendimi büyük edeceğim, ve kendimi takdis edeceğim, ve çok milletlerin gözünde kendimi tanıtacağım, ve bilecekler ki, ben RAB’İM.

BAP 37

RABBİN eli üzerimde idi, ve RABBİN Ruhunda beni dışarı çıkardı; ve beni vadinin ortasına koydu; ve vadi kemiklerle dolu idi.
2. Onların üzerinden, her yandan beni geçirdi; ve işte, ovanın yüzünde kemikler pek çoktu; ve işte, çok kurumuşlardı.
3. Ve bana dedi: Âdem oğlu, bu kemikler dirilebilir mi? Ve ben: Ya Rab Yehova, sen bilirsin, dedim.
4. Ve bana dedi: Bu kemikler üzerine peygamberlik et, ve onlara de: Kuru kemikler, RABBİN sözünü dinleyin.
5. Rab Yehova bu kemiklere şöyle diyor: İşte, sizin içinize soluk koyacağım, ve dirileceksiniz.
6. Ve üzerinize adaleler koyacağım, ve üzerinizde et bitireceğim, ve sizi deri ile kaplıyacağım, ve içinize soluk koyacağım, ve dirileceksiniz; ve bileceksiniz ki, ben RAB’İM.
7. Ve bana emrolunduğu gibi peygamberlik ettim; ve ben peygamberlik ederken, bir gürültü oldu, ve işte, bir sarsıntı; ve kemiği kemiğine olmak üzre, kemikler birbirlerine yaklaştılar.
8. Ve baktım, ve işte, üzerlerinde adaleler vardı, ve et bitti, ve üstten onların üzerini deri kapladı; fakat onlarda soluk yoktu.
9. Ve bana dedi: Yele peygamberlik et, peygamberlik et, âdem oğlu, ve yele de: Rab Yehova şöyle diyor: Ey soluk, dört yelden gel, öldürülmüş olan bu adamlar üzerine üfle de, dirilsinler.
10. Ve bana emrettiği gibi peygamberlik ettim, ve soluk onların içine girdi, ve dirildiler, ve ayakları üzerine dikildiler, çok, çok büyük bir ordu.
11. Ve bana dedi: Âdem oğlu, bu kemikler, onlar bütün İsrail evi; işte, onlar: Kemiklerimiz kurudu, ve ümidimiz yok oldu; bittik, diyorlar.
12. Bundan dolayı peygamberlik et, ve onlara de: Rab Yehova şöyle diyor: İşte, kabirlerinizi ben açacağım, ve kabirlerinizden sizi çıkaracağım, ey kavmım; ve sizi İsrail toprağına getireceğim.
13. Ve kabirlerinizi açtığım, ve sizi kabirlerinizden çıkardığım zaman, ey kavmım, bileceksiniz ki, ben RAB’İM.
14. Ve içinize Ruhumu koyacağım, ve dirileceksiniz, ve sizi toprağınızın üzerine koyacağım; ve bileceksiniz ki, ben, RAB, ben söyledim, ve ben yaptım, RABBİN sözü.
15. Ve bana RABBİN şu sözü geldi:
16. Ve sen, âdem oğlu, kendine bir değnek al, ve üzerine: Yahuda için, ve arkadaşları İsrail oğulları için, diye yaz; ve bir değnek daha al, ve üzerine: Yusuf için, Efraimin değneği, ve arkadaşları bütün İsrail evi için, diye yaz;
17. ve kendin için bir değnek gibi onları birbirlerine bitiştir de, senin elinin içinde bir olsunlar.
18. Ve senin kavmın oğulları: Sence bunlar nedir, bize bildirmiyecek misin? diye sana söyledikleri zaman,
19. onlara de: Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben Efraimin elinde olan Yusufun değneğini ve arkadaşları İsrail sıptlarını alacağım; ve onları Yahuda değneğine katacağım, ve onları bir değnek edeceğim, ve benim elimde bir olacaklar.
20. Ve üzerine yazdığın değnekler onların gözü önünde senin elinde bulunacak.
21. Ve onlara söyle: Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben İsrail oğullarını, gittikleri milletler arasından alacağım, ve onları her yandan toplıyacağım, ve onları kendi topraklarına getireceğim;
22. ve onları memlekette, İsrail dağları üzerinde tek millet edeceğim; ve bir kıral onların hepsine kıral olacak; ve artık iki millet olmıyacaklar, ve artık bir daha iki kırallığa ayrılmıyacaklar;
23. ve artık putları ile, ve menfur şeylerile, ve günahlarının hiç birile kendilerini murdar etmiyecekler; ve onları oturdukları, ve içinde suç işledikleri her yerden kurtaracağım, ve onları tahir kılacağım; ve onlar kavmım olacaklar, ve ben onların Allahı olacağım.
24. Ve kulum Davud onların üzerine kıral olacak; ve onların hepsine tek çoban olacak; benim hükümlerimde yürüyecekler, ve kanunlarımı tutacaklar, ve onları yapacaklar.
25. Ve kulum Yakuba verdiğim, içinde atalarınızın oturduğu memlekette oturacaklar; ve kendileri ve oğulları, ve oğullarının oğulları, ebede kadar orada oturacaklar; ve kulum Davud ebede kadar onların beyi olacak.
26. Ve onlarla selâmet ahdi keseceğim, onlarla ebedî bir ahit olacak; ve onları yerleştireceğim, ve onları çoğaltacağım, ve makdisimi ebede kadar onların ortasına koyacağım.
27. Ve meskenim onların üzerinde olacak; ve onların Allahı olacağım, ve onlar benim kavmım olacaklar.
28. Ve makdisim ebede kadar onların ortasında bulundukça, milletler bilecekler ki, ben İsraili takdis eden RAB’İM.

BAP 36

VE sen, âdem oğlu, İsrail dağlarına peygamberlik et, ve de: Ey İsrail dağları, RABBİN sözünü dinleyin.
2. Rab Yehova şöyle diyor: Mademki size karşı düşman: Hah! ve: Eski zamanın yüksek yerleri mülk olarak bizimdir, dedi;
3. bundan dolayı peygamberlik et, ve de: Rab Yehova şöyle diyor: Mademki, mademki sizi virane ettiler, ve milletlerin bakiyesine mülk olasınız diye, her yandan sizi yuttular, ve dile düştünüz, ve kavmın dedikodusu oldunuz;
4. bundan dolayı, ey İsrail dağları, Rab Yehovanın sözünü dinleyin: Rab Yehova dağlara, ve tepelere, vadilere, ve derelere, çevredeki milletlerin bakiyesine çapul malı ve gülünecek şey olan harap edilmiş viranelere, ve bırakılmış şehirlere şöyle diyor;
5. bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: Gerçek, milletlerin bakiyesine karşı, ve bütün Edoma karşı kıskançlığımın ateşile söyledim, onlar ki, bütün yürek sevincile, candan hakaretle memleketimi çapul malı olarak kapışsınlar diye, kendilerine mülk edindiler.
6. Bundan dolayı İsrail diyarı için peygamberlik et, ve dağlara, ve tepelere, vadilere, ve derelere söyle; Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben kıskançlığımda ve kızgınlığımda söyledim, çünkü siz milletlerin ettiği hakareti yüklendiniz;
7. bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: Ben andettim: Gerçek, çevrenizdeki milletler, ettikleri hakareti kendileri yüklenecekler, dedim.
8. Ve siz, ey İsrail dağları, dallarınızı süreceksiniz, ve kavmım İsraile meyvanızı vereceksiniz; çünkü yakında gelecekler.
9. Çünkü işte, ben sizden yanayım, ve size yüneleceğim, ve işleneceksiniz, ve ekileceksiniz;
10. ve üzerinizde insanları, bütün İsrail evini, hepsini çoğaltacağım; ve şehirlerde oturulacak, ve harap olmuş yerler yapılacak;
11. ve üzerinizde insanı ve hayvanı çoğaltacağım; ve çoğalacaklar, ve semereli olacaklar; ve eski halinizde olduğu gibi sizde adamlar oturtacağım, ve size başlangıçta olduğunuzdan daha iyi yapacağım; ve bileceksiniz ki, ben RAB’İM.
12. Ve üzerinizde insanları, kavmım İsraili yürüteceğim, ve seni mülkedinecekler, ve onların mirası olacaksın, ve artık bir daha onları çocuklarından etmiyeceksin.
13. Rab Yehova şöyle diyor: Mademki sana: Adam yiyen, ve milletini çocuksuz bırakan memleketsin, diyorlar;
14. bundan dolayı artık adam yemiyeceksin, ve artık milletini çocuklarından etmiyeceksin, Rab Yehovanın sözü;
15. ve milletlerin ayıplamasını artık sana işittirmiyeceğim, ve kavmların ettiği hakareti artık taşımıyacaksın, ve artık kendi kavmını sürçtürmiyeceksin, Rab Yehovanın sözü.
16. Ve bana RABBİN şu sözü geldi:
17. Âdem oğlu, İsrail evi kendi toprağı üzerinde oturmaktalarken, yolları ile ve işlerile onu murdar ettiler; karşımda onların yolu kadının kirli halindeki murdarlığı gibi idi.
18. Onların üzerine kızgınlığımı döktüm, çünkü memleket üzerinde kan döktüler, ve putları ile onu murdar ettiler.
19. Ve onları milletler arasına dağıttım, ve memleketlere saçıldılar; onların yoluna, ve kendi işlerine göre onlara hükmettim.
20. Ve gittikleri milletlerin yanına varınca, mukaddes ismimi bozdular; çünkü onlar için denildi: Bunlar RABBİN kavmı, ve onun diyarından çıktılar.
21. Ve gittikleri milletler arasında İsrail evinin bozmuş olduğu mukaddes ismime acıdım.
22. Bundan dolayı İsrail evine söyle: Rab Yehova şöyle diyor: Ey İsrail evi, bunu sizin uğrunuzda değil, ancak gittiğiniz milletler arasında bozmuş olduğunuz mukaddes ismim uğrunda yapıyorum.
23. Ve milletler arasında bozulmuş olan, onlar arasında sizin bozduğunuz büyük ismimi takdis edeceğim; ve onların gözü önünde sizde takdis olunduğum zaman, milletler bilecekler ki, ben RAB’İM, Rab Yehovanın sözü.
24. Çünkü sizi milletlerden alacağım, ve sizi bütün memleketlerden toplıyacağım, ve sizi kendi toprağınıza getireceğim.
25. Ve üzerinize temiz su serpeceğim, ve tahir olacaksınız; bütün murdarlığınızdan, ve bütün putlarınızdan sizi temizliyeceğim.
26. Ve size yeni yürek vereceğim, ve içinize yeni ruh koyacağım; ve taş yüreği bedeninizden çıkaracağım, ve size et yürek vereceğim.
27. Ve Ruhumu içinize koyacağım, ve sizi kanunlarımda yürüteceğim, ve hükümlerimi tutacaksınız, ve yapacaksınız.
28. Ve atalarınıza verdiğim memlekette oturacaksınız; ve siz benim kavmım olacaksınız, ve ben sizin Allahınız olacağım.
29. Ve sizi bütün murdarlıklarınızdan kurtaracağım; ve buğdayı çağıracağım, ve onu çoğaltacağım, ve üzerinize kıtlık getirmiyeceğim.
30. Ve milletler arasında artık kıtlık rüsvaylığı çekmiyesiniz diye ağacın meyvasını, ve tarlanın mahsulünü çoğaltacağım.
31. O zaman kötü yollarınızı, ve iyi olmıyan işlerinizi anacaksınız; ve fesatlarınızdan, ve mekruh işlerinizden ötürü kendinizden tiksineceksiniz.
32. Bilin ki, bunu sizin uğrunuzda yapmıyorum, Rab Yehovanın sözü; yollarınızdan utanın da sıkılın, ey İsrail evi!
33. Rab Yehova şöyle diyor: Sizi bütün fesatlarınızdan tahir kıldığım gün, şehirlerde adam oturtacağım, ve harap yerler yapılacak.
34. Ve viran olan memleket işlenecek, halbuki her geçen adamın gözünde o bir virane idi.
35. Ve diyecekler: Virane olan bu diyar Aden bahçesi gibi oldu; ve harap ve viran edilmiş, ve yıkılmış şehirlerin duvarları yapıldı, ve içinde oturuluyor.
36. O zaman, çevrenizde artakalan milletler bilecekler ki, ben RAB, yıkılmış yerleri ben yaptım, ve çöl edilmiş olanı ben diktim; ben, RAB, ben söyledim, ve yapacağım.
37. Rab Yehova şöyle diyor: Bundan dolayı, onlar için bunu yapayım diye, İsrail evine yine kendimi aratacağım; onları sürü gibi insanca çoğaltacağım.
38. Kurban sürüsü nasılsa, belli bayramlarında Yeruşalimin sürüsü nasılsa, harap şehirler de insan sürülerile öyle dolacak; ve bilecekler ki, ben RAB’İM.

BAP 35

VE bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, yüzünü Seir dağına karşı çevir, ve ona karşı peygamberlik et,
3. ve ona de: Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben sana karşıyım, ey Seir dağı, ve elimi sana karşı uzatacağım, ve seni virane ve şaşılacak bir şey edeceğim.
4. Şehirlerini harap edeceğim, ve sen virane olacaksın; ve bileceksin ki, ben RAB’İM.
5. Mademki ebedî bir nefret besledin, ve felâketleri vaktinde, sonun fesadı vaktinde, İsrail oğullarını kılıcın eline verdin;
6. bundan dolayı, varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü, seni kana hazırlıyacağım, ve kan seni kovalıyacak; mademki sen kandan nefret etmedin, kan seni kovalıyacak.
7. Ve Seir dağını şaşılacak bir şey, ve bir virane edeceğim; ve oraya gidip gelenin kökünü keseceğim.
8. Ve öldürülmüş olanları ile dağlarını dolduracağım; senin tepelerinde ve derelerinde, ve bütün vadilerinde, kılıçla vurulmuş olanlar oralarda düşecekler.
9. Seni ebedî bir virane edeceğim, ve şehirlerinde adam oturmıyacak; ve bileceksiniz ki, ben RAB’İM.
10. Mademki sen: Bu iki millet ve bu iki memleket benim olacaklar, ve onları mülk edineceğiz, dedin (halbuki Rab orada idi);
11. bundan dolayı, varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü, onlara karşı nefretinden ötürü kendilerine gösterdiğin öfkene ve kıskançlığına göre edeceğim; ve sana hükmettiğim zaman onların arasında kendimi bildireceğim.
12. Ve bileceksin ki, İsrail dağlarına karşı: Virane oldular, yutalım diye bize verildiler, diyerek söylediğin sövgülerin hepsini, ben RAB, ben işittim.
13. Ve ağzınızla kendinizi bana karşı büyüttünüz, ve bana karşı sözlerinizi çoğalttınız, ben işittim.
14. Rab Yehova şöyle diyor: Bütün dünya sevinmekte iken ben seni virane edeceğim.
15. Virane olduğu için İsrail evinin mirası üzerine nasıl sevindinse, sana da öyle edeceğim; sen, ey Seir dağı, virane olacaksın, bütün Edom da hepsi; ve bilecekler ki, ben RAB’İM.

BAP 34

VE bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, İsrailin çobanlarına karşı peygamberlik et, peygamberlik et, ve onlara, o çobanlara de: Rab Yehova şöyle diyor: Kendi kendilerini gütmekte olan İsrail çobanlarının vay başına! çobanların güdeceği koyunlar değil midir?
3. Yağı yiyorsunuz, ve yünü giyiyorsunuz, semizleri boğazlıyorsunuz; ve koyunları gütmiyorsunuz.
4. Zayıfları pekiştirmediniz, ve hasta olanı iyi etmediniz, kırık olanı sarmadınız, ve sürülmüş olanı geri getirmediniz, ve kaybolanı aramadınız; ancak kuvvetle ve şiddetle onlara hâkim oldunuz.
5. Ve çoban olmadığı için dağıldılar; ve kırın bütün canavarlarına yiyecek oldular, ve dağıldılar.
6. Bütün dağlarda, ve her yüksek tepe üzerinde koyunlarım avare dolaştılar; ve koyunlarım bütün yeryüzüne dağıldılar, soran da yok, arıyan da yok.
7. Bundan dolayı, ey çobanlar, RABBİN sözünü dinleyin:
8. Varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü, gerçek, mademki çoban olmadığı için koyunlarım çapul edildiler, ve koyunlarım kırın bütün canavarlarına yiyecek oldular, ve çobanlarım koyunlarımı aramadılar, ve çobanlar koyunlarımı gütmediler de, ancak kendi kendilerini güttüler;
9. bundan dolayı, ey çobanlar, RABBİN sözünü dinleyin:
10. Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben çobanlara karşıyım, ve onların elinden koyunlarımı arıyacağım, ve onların koyunlarımı gütme işini sona erdireceğim; ve artık çobanlar kendi kendilerini gütmiyecekler; ve onların ağzından koyunlarımı kurtaracağım, ve onlara yiyecek olmıyacaklar.
11. Çünkü Rab Yehova şöyle diyor: İşte ben, koyunlarımı ben sorup onları araştıracağım.
12. Dağılmış koyunlarının arasında bulunduğu gün, çoban sürüsünü nasıl araştırırsa, ben de koyunlarımı öyle araştıracağım, ve bulutlu ve karanlık günde dağılmış oldukları yerlerin hepsinden onları kurtaracağım.
13. Ve onları kavmlardan çıkaracağım, ve onları memleketlerden toplıyacağım, ve onları kendi topraklarına getireceğim; ve İsrailin dağları üzerinde, vadilerde, ve memleketin bütün oturulan yerlerinde onları güdeceğim.
14. Onları iyi otlakta güdeceğim; ve onların ağılı İsrailin yüksek dağları üzerinde olacak; orada iyi ağılda yatacaklar; ve İsrailin dağları üzerinde yağlı otlakta otlıyacaklar.
15. Koyunlarımı ben güdeceğim, ve onları ben yatıracağım, Rab Yehovanın sözü.
16. Kaybolanı arıyacağım, ve sürülmüş olanı geri getireceğim, ve kırık olanı saracağım; ve hasta olanı kuvvetlendireceğim, fakat semizi ve kuvvetliyi helâk edeceğim; onları adaletle güdeceğim.
17. Ve siz, ey benim sürüm, Rab Yehova şöyle diyor: İşte, koyunla koyun arasında, koçlara da ergeçlere de hükmeden benim.
18. İyi otlakta otlanmanız size az mı geliyor da otlaklarınızdan artakalanı ayaklarınızla çiğniyorsunuz? ve duru sular içmeniz size az mı geliyor da artakalanı ayaklarınızla bulandırıyorsunuz?
19. Ve koyunlarım ise, ayaklarınızla çiğnenmiş olanı yiyorlar, ve ayaklarınızla bulandırılmış olanı içiyorlar.
20. Bundan dolayı Rab Yehova onlara şöyle diyor: İşte ben, semiz koyunla zayıf koyun arasında ben hükmedeceğim.
21. Mademki böğürle vuruyorsunuz, ve omuzla itiyorsunuz, ve bütün zayıfları dışarılara dağıtıncıya kadar boynuzlarınızla kakıyorsunuz;
22. bundan dolayı ben sürümü kurtaracağım, ve artık çapul malı olmıyacaklar, ve koyunla koyun arasında ben hükmedeceğim.
23. Onların üzerine tek çoban koyacağım, ve onları güdecek, kulum Davudu koyacağım; onları o güdecek, ve onların çobanı o olacak.
24. Ve ben, RAB, onların Allahı ben olacağım, ve onlar arasında kulum Davud bey olacak; ben RAB, ben söyledim.
25. Ve onlarla selâmet ahdi keseceğim, ve memlekette kötü hayvanları sona erdireceğim; ve çölde emniyetle oturacaklar, ve ormanlarda uyuyacaklar.
26. Ve kendilerini ve dağımın tepesi çevresinde olan yerleri bereketli kılacağım; ve yağmuru vaktinde yağdıracağım; bereket yağmurları olacak.
27. Ve kırın ağacı meyvasını verecek, ve yer mahsulünü verecek, ve kendi toprakları üzerinde emniyette olacaklar; ve onların boyunduruk bağlarını kırdığım, ve onları köle etmiş olanların elinden kendilerini azat ettiğim zaman, bilecekler ki, ben RAB’İM.
28. Ve artık milletlere çapul malı olmıyacaklar, ve yerin canavarları onları yemiyecekler; ve emniyette oturacaklar, ve onları korkutan olmıyacak.
29. Ve nam olsun diye onlara bir fidan çıkaracağım, ve artık memlekette kıtlıkla telef olmıyacaklar, ve artık milletlerin hakaretini taşımıyacaklar.
30. Ve bilecekler ki, ben, onların Allahı RAB, kendilerile beraberim, ve onlar, İsrail evi, benim kavmımdırlar, Rab Yehovanın sözü.
31. Ve siz, koyunlarım, otlağımın koyunları, insansınız, ve ben Allahınızım, Rab Yehovanın sözü.

BAP 33

VE bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, kendi kavmın oğullarına söyle, ve onlara de: Bir memleket üzerine kılıç getirdiğim, ve memleketin kavmı aralarından bir kimseyi alıp kendileri için onu bekçi koydukları zaman;
3. memleket üzerine kılıcın gelmekte olduğunu görünce bekçi boru çalar, ve kavmı sakındırırsa;
4. o zaman boru sesini kim işitir de sakınmazsa, ve kılıç gelip onu alırsa, onun kanı kendi başı üzerinde olur.
5. Boru sesini işitmiş ve sakınmamıştır; kanı kendi üzerinde olur; fakat sakınmış olsa idi canını azat ederdi.
6. Ve kılıcın gelmekte olduğunu bekçi görür de boru çalmazsa, ve kavm sakındırılmış olmazsa, ve kılıç gelir, ve onlardan bir canı alırsa; o kendi fesadında alınır, fakat onun kanını bekçinin elinden ararım.
7. Ve sen, âdem oğlu, İsrail evine seni bekçi koydum; ve sözü benim ağzımdan işiteceksin, ve benim tarafımdan onları sakındıracaksın.
8. Kötü adama ben: Ey kötü adam, mutlaka öleceksin, diyince, sen kötü adama, yolundan sakınsın diye söylemezsen, o kötü adam fesadında ölür, fakat kanını senin elinden ararım.
9. Ve yolundan dönsün diye kötü adamı ondan sakındırırsan, ve yolundan dönmezse, o adam kendi fesadında ölür, fakat sen kendi canını azat etmiş olursun.
10. Ve sen, âdem oğlu, İsrail evine de: Siz şöyle söyliyorsunuz: Günahlarımız ve suçlarımız üzerimizde, ve biz onlarda eriyoruz; ve nasıl yaşıyabiliriz? diyorsunuz.
11. Onlara de: Varlığım hakkı için, Rab Yehovanın sözü, kötünün ölümünden değil, ancak kötü adamın yolundan dönüp yaşamasından zevk alırım; dönün, kötü yollarınızdan dönün; çünkü niçin ölesiniz, ey İsrail evi?
12. Ve sen, âdem oğlu, kendi kavmın oğullarına de: Günah işlediği gün salihin salahı kendisini azat etmez; ve kötü adam kötülüğünden döndüğü gün ondan ötürü düşmez; ve salih suç işlediği gün salâhından ötürü yaşamaz.
13. Salih için: Mutlaka yaşıyacaktır, dediğim zaman, kendi salâhına güvenir de kötülük ederse, salih işlerinden hiç biri anılmaz; ve ettiği kötülükte, onda ölür.
14. Ve kötü adama: Mutlaka öleceksin, dediğim zaman, suçundan döner, ve hak ve doğru olanı yaparsa;
15. kötü adam rehini geri verir, soygunculukla aldığını öder, kötülük etmiyerek hayat kanunlarında yürürse, mutlaka yaşar, ölmez.
16. İşlemiş olduğu suçlardan hiç biri kendisine karşı anılmaz; hak ve doğru olanı yapmıştır; elbette yaşar.
17. Fakat senin kavmın oğulları diyorlar: Rabbin yolu doğru değil; ya onlar, onların yolu doğru değil.
18. Salih adam salâhından dönüp kötülük edince onda ölecektir.
19. Ve kötü adam kötülüğünden dönüp hak ve doğru olanı yapınca onlarla yaşıyacaktır.
20. Fakat siz: Rabbin yolu doğru değil, diyorsunuz. Size, herkese kendi yollarına göre hükmedeceğim, ey İsrail evi!
21. Ve sürgünlüğümüzün on ikinci yılında, onuncu ayda, ayın beşinci gününde vaki oldu ki, Yeruşalimden kaçıp kurtulmuş olan bir adam bana gelip dedi: Şehir vuruldu.
22. Ve o kaçak bana gelmeden önce, akşamlayın RABBİN eli benim üzerimde idi; ve adam sabahlayın bana gelinciye kadar RAB ağzımı açtı; ve ağzım açıldı, ve artık dilsiz değildim.
23. Ve bana RABBİN şu sözü geldi:
24. Âdem oğlu, İsrail diyarındaki o harap yerlerde oturanlar: İbrahim tek adamken, diyarı miras aldı; halbuki biz çoğuz; memleket miras olarak bize verilmiştir, diye söyliyorlar.
25. Bundan dolayı onlara de: Rab Yehova şöyle diyor: Eti kanı ile yiyorsunuz, ve gözlerinizi putlarınıza kaldırıyorsunuz, ve kan döküyorsunuz; ve memleketi siz mi mülk edineceksiniz?
26. Kılıcınıza dayanıyorsunuz; mekruh iş yapıyorsunuz, ve herkes komşusunun karısını murdar ediyor; ve memleketi siz mi mülk edineceksiniz?
27. Onlara şöyle diyeceksin: Rab Yehova şöyle diyor: Varlığım hakkı için, gerçek harap olmuş yerlerde oturanlar kılıçla düşecekler; ve kırın yüzünde olanı, yesinler diye canavarlara vereceğim; ve hisarlarda ve mağaralarda olanlar veba ile ölecekler.
28. Ve memleketi virane ve şaşılacak bir şey edeceğim; ve kuvvetinin gururu sona erecek; ve İsrail dağları ıssız kalacaklar, ve onlardan kimse geçmiyecek.
29. Ve işledikleri bütün mekruh şeylerden ötürü memleketi virane ve şaşılacak bir şey ettiğim zaman, bilecekler ki, ben RAB’İM.
30. Ve sen, âdem oğlu, senin kavmın oğulları duvarların dibinde, ve evlerin kapılarında senin için söyleşiyorlar, ve birbirlerine, herkes kendi kardeşine: Haydin gidelim, ve RAB tarafından çıkan söz ne olduğunu işitelim, diyorlar.
31. Ve kavm nasıl gelirse öyle geliyorlar, ve senin önünde benim kavmım gibi oturuyorlar, ve senin sözlerini dinliyorlar, fakat onları yapmıyorlar; çünkü ağızları ile çok istekli görünüyorlar, fakat yürekleri kötü kazançlarının ardınca gidiyor.
32. Ve işte, sen onlar için, iyi çalgı çalanın, ve sesi güzel olanın çok sevimli türküsü gibisin; çünkü senin sözlerini dinliyorlar, fakat onları yapmıyorlar.
33. Fakat bu vaki olunca (işte vaki oluyor), o zaman bilecekler ki, aralarında bir peygamber vardı.

BAP 32

VE on ikinci yılda, on ikinci ayda, ayın birinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, Mısır kıralı Firavun için mersiye oku, ve ona de: Kendini milletlerin genç aslanına benzettin, fakat sen denizlerde canavar gibisin; ve ırmaklarının içine saldırdın, ve suları ayaklarınla karıştırdın, ve onların ırmaklarını bulandırdın.
3. Rab Yehova şöyle diyor: Çok kavmların cümhuru ile beraber ağımı senin üzerine serpeceğim; ve seni benim ağımla dışarı çıkaracaklar.
4. Ve seni karaya bırakacağım, kırın yüzüne seni atacağım, ve göklerin bütün kuşlarını senin üzerine konduracağım, ve yerin bütün hayvanlarını seninle doyuracağım.
5. Ve senin etini dağların üzerine sereceğim, ve dereleri leşinle dolduracağım.
6. İçinde yüzdüğün diyarı dağlara kadar senin kanınla sulıyacağım; ve vadiler seninle dolacak.
7. Ve seni söndürdüğüm zaman, gökleri örteceğim, ve yıldızlarını karartacağım, güneşi bulutla örteceğim, ve ay kendi ışığını vermiyecek.
8. Senin üzerinde göklerin bütün parlak ışıklarını karartacağım, ve senin diyarın üzerine karanlık getireceğim, Rab Yehovanın sözü.
9. Ve tanımadığın memleketlere, milletler arasına senin kırılışın haberini eriştirince, çok kavmların yüreklerini kederlendireceğim.
10. Ve senin yüzünden çok kavmları şaşırtacağım, ve onların önünde kılıcımı salladığım zaman, senin yüzünden kırallarının tüyleri ürperecek, ve senin yıkılma gününde hepsi kendi canları için her lâhza titriyecekler.
11. Çünkü Rab Yehova şöyle diyor: Senin üzerine Babil kıralının kılıcı gelecek.
12. Senin cümhurunu yiğitlerin kılıcı ile düşüreceğim; hepsi milletlerin korkunçlarıdırlar; ve Mısırın gururunu kıracaklar, ve bütün cümhuru helâk olacak.
13. Ve bütün hayvanlarını çok sular yanından yok edeceğim; ve onları artık insan ayağı karıştırmıyacak, ve onları hayvan ayağı karıştırmıyacak.
14. O zaman onların sularını duru edeceğim, ve ırmaklarını yağ gibi akıtacağım, Rab Yehovanın sözü.
15. Mısır diyarını viran ve harap ettiğim, ve memleket içindekilerden boşaltıldığı zaman, orada oturanların hepsini ben kılıçla vurunca, bilecekler ki, ben RAB’İM.
16. Mersiye budur, bunu okuyacaklar; milletlerin kızları bu mersiyeyi okuyacaklar; Mısır üzerine, bütün cümhuru üzerine, bu mersiyeyi okuyacaklar, Rab Yehovanın sözü.
17. Ve on ikinci yılda, ayın on beşinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi:
18. Âdem oğlu, Mısır halkı için figan et, ve çukura inenlerle beraber onu, ve şöhretli milletlerin kızlarını, onları yerin derinliklerine indir.
19. Sen kimden daha güzelsin? aşağı in, ve sünnetsizlerle beraber yat.
20. Kılıçla öldürülmüş olanlar arasında düşecekler; o, kılıca verildi; onu ve bütün cümhurunu sürüyün.
21. Yiğitler arasında olan zorlular, ölüler diyarının içinden, onun yardımcıları ile ona söyliyecekler; aşağı indiler, sünnetsizler, kılıçla öldürülmüş olanlar yatıyorlar.
22. Aşur ve bütün cümhuru orada; kabirleri onun çevresinde; hepsi öldürülmüşler, kılıçla düşmüşler;
23. kabirleri çukurun sonlarına konulmuş, ve onun cümhuru kabrinin çevresinde; hepsi öldürülmüşler, kılıçla düşmüşler, onlar ki, yaşıyanlar diyarında dehşet saçtılar.
24. Elam ve bütün cümhuru orada, kendi kabri çevresinde; hepsi öldürülmüşler, kılıçla düşmüşler, onlar ki, sünnetsiz olarak yerin derinliklerine indiler, onlar ki, yaşıyanlar diyarında kendi dehşetlerini saçtılar, ve çukura inenlerle beraber utançlarını yüklendiler.
25. Öldürülmüş olanlar arasında, ona ve bütün cümhuruna bir yatak yaptılar; kabirleri kendi çevresinde; hepsi sünnetsiz, kılıçla öldürülmüşler; çünkü yaşıyanlar diyarında dehşetleri yayılmıştı, ve çukura inenlerle beraber kendi utançlarını yüklendiler; onu öldürülmüş olanların ortasına koydular.
26. Meşek, Tubal, ve onların bütün cümhuru orada; kabirleri onların çevresinde; hepsi sünnetsiz, kılıçla öldürülmüşler; çünkü yaşıyanlar diyarında dehşetlerini saçtılar.
27. Ve onlar sünnetsizlerden düşen yiğitlerle beraber yatmıyacaklar, o yiğitlerle ki, cenk silâhları ile ölüler diyarına indiler, ve kılıçlarını başları altına koydular, ve fesatları kemikleri üzerindedir; çünkü onlar yaşıyanlar diyarında yiğitlerin dehşeti idiler.
28. Fakat sen sünnetsizler arasında kırılacaksın, ve kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber yatacaksın.
29. Edom, kıralları ve bütün beyleri orada; güçlü oldukları halde kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber yatırıldılar; sünnetsizlerle, ve çukura inenlerle beraber yatacaklar.
30. Şimal beyleri, hepsi, ve bütün Saydalılar orada, onlar ki, öldürülmüş olanlarla beraber indiler; güçlerile dehşet saçtıkları halde utandılar, ve sünnetsiz olarak kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber yatıyorlar, çukura inenlerle beraber utançlarını yüklendiler.
31. Firavun onları görecek, ve kılıçla öldürülmüş olan Firavun ve bütün ordusu, cümhurunun hepsi için teselli bulacak, Rab Yehovanın sözü.
32. Çünkü onun dehşetini yaşıyanlar diyarı içine saçtım; ve Firavun ile bütün cümhuru, kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber sünnetsizler arasına yatırılacak, Rab Yehovanın sözü.

BAP 31

VE on birinci yılda, üçüncü ayda,ayın birinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, Mısır kıralı Firavuna ve onun cümhuruna de: Sen büyüklüğünle kime benziyorsun?
3. İşte, Aşur, Libnanda erz ağacı, dalları güzel, gölgesi orman gölgesi gibi, ve boyu yüksekti; ve tepesi bulutlar arasında idi.
4. Onu sular besledi, onu engin büyüttü; ırmakları dikilmiş olduğu yerin çevresinde akıyordu; ve arklarını kırın bütün ağaçlarına eriştirdi.
5. Bunun için boyu kırın bütün ağaçlarından ziyade yükseldi; ve çok sulardan ötürü dal salınca, kolları çoğaldı, ve dalları uzadı.
6. Göklerin bütün kuşları onun dallarında yuva yaptılar; ve kırın bütün hayvanları onun kolları altında doğurdular; ve bütün büyük milletler onun gölgesinde oturdular.
7. Ve büyüklüğü ile, dallarının uzunluğu ile güzeldi; çünkü kökü çok sular yanında idi.
8. Allahın bahçesindeki erz ağaçları onu örtemezdi; çam ağaçları onun kolları gibi değildi, ve çınar ağaçları onun dalları gibi değildi, güzelliğinde Allahın bahçesinde hiç bir ağaç onun gibi değildi.
9. Onu dallarının çokluğu ile güzelleştirdim, ve Allahın bahçesindeki bütün Aden ağaçları onu kıskandılar.
10. Bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: Mademki boyu yükseldi, ve tepesini bulutlar arasına eriştirdi, ve yüksekliği ile yüreği yükseldi;
11. ben de onu milletlerin kuvvetlisi eline vereceğim; ne gerekse elbette ona edecektir; onu kötülüğünden ötürü kovdum.
12. Ve yabancılar, milletlerin korkunçları onu kesip attılar, ve onu bıraktılar; dalları dağların üzerine ve bütün derelerin içine düştüler, ve diyarın bütün vadilerinde kolları kırıldı; ve dünyanın bütün kavmları onun gölgesinden çekilip indiler, ve onu bıraktılar.
13. Göklerin bütün kuşları onun devrilmiş gövdesi üzerine konacak, ve kırın bütün canavarları onun dalları üzerinde bulunacak,
14. ta ki, sular yanındaki bütün ağaçlar kendi boylarınca yükselmesinler, ve tepelerini bulutlar arasına eriştirmesinler, ve su içenlerin hepsi, onların kuvvetli olanları yüksekliklerile dikilmesinler; çünkü onların hepsi, âdem oğulları arasında çukura inenlerle beraber yerin derinliklerine, ölüme verildiler.
15. Rab Yehova şöyle diyor: Ölüler diyarına indiği gün yas tutturdum; onun için enginin üzerini örttüm, ve onun ırmaklarını alıkoydum; ve büyük suların önü kesildi; ve onun için Libnana yas tutturdum, ve onun için kırın bütün ağaçları baygın düştü.
16. Çukura inenlerle beraber onu ölüler diyarına indirdiğim zaman, onun yıkılışı gürültüsünden milletleri titrettim; ve bütün Aden ağaçları, Libnanın en seçme ve en güzel ağaçları, su içenlerin hepsi yerin derinliklerinde teselli buldular.
17. Bunlar da, evet, onun bazusu olanlar, milletler arasında onun gölgesinde oturanlar, onunla beraber ölüler diyarına, kılıçla öldürülmüş olanların yanına indiler.
18. Böyle izzette ve büyüklükte Aden ağaçları arasında hangisine benziyorsun? fakat Aden ağaçları ile beraber yerin derinliklerine indirileceksin; kılıçla öldürülmüş olanlarla beraber, sünnetsizler arasında yatacaksın. Firavun ve onun bütün cümhuru budur, Rab Yehovanın sözü.

BAP 30

VE bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, peygamberlik et ve de: Rab Yehova şöyle diyor: Ah o gün! diye uluyun.
3. Çünkü o gün yakın, evet, RABBİN günü yakın; bulutlar günü, milletlerin vaktidir.
4. Ve Mısırın üzerine kılıç gelecek, ve Mısırda vurulmuş olanlar yere düşünce Habeş ilinde sancı olacak; ve onun cümhurunu alıp götürecekler, ve onun temelleri yıkılacak.
5. Onlarla beraber Habeş ili, ve Put ve Lud, ve bütün karışık kavm, ve Kub, ve ahit diyarı oğulları kılıçla düşecekler.
6. RAB şöyle diyor: Mısıra destek olanlar da düşecekler; ve kuvvetinin gururu aşağılıyacak; onun içinde Sevene kulesinden öte kılıçla düşecekler; Rab Yehovanın sözü.
7. Ve viran olan memleketler arasında bir virane olacaklar; ve onun şehirleri harap olmuş şehirler arasında olacak.
8. Ve Mısıra ateş verdiğim zaman, bütün yardımcıları da kırılınca, bilecekler ki, ben RAB’İM.
9. Kaygısız Habeşlere korku salmak için, o gün önümden gemilerle ulaklar çıkacaklar; ve Mısır gününde olduğu gibi onlarda da sancı olacak; çünkü, işte, geliyor.
10. Rab Yehova şöyle diyor: Babil kıralı Nebukadretsarın elile Mısır halkını da sona erdireceğim.
11. O ve onunla beraber kavmı, milletlerin korkunçları, memleketi harap etmek için içeri sokulacaklar; ve Mısıra karşı kılıçlarını çekecekler, ve öldürülmüş olanlarla memleketi dolduracaklar.
12. Ve ırmakları kurutacağım, ve memleketi kötü adamlara satacağım; ve yabancılar elile memleketi, ve bütün içindekileri viran edeceğim; ben, Yehova, ben söyledim.
13. Rab Yehova şöyle diyor: Putları da yok edeceğim, ve Memfisten sanemleri kaldırıp atacağım; ve artık Mısır diyarından kimse bey olmıyacak; ve Mısır diyarına korku vereceğim.
14. Ve Patrosu viran edeceğim, ve Tsoana ateş vereceğim, ve No şehrinde hükümler yürüteceğim.
15. Ve Mısırın hisarı Sin üzerine kızgınlığımı dökeceğim, ve No halkını kesip atacağım.
16. Ve Mısıra ateş vereceğim; Sin çok sancılanacak, ve No şehrinin duvarı yarılacak; ve gündüzün Memfis içinde düşmanlar bulunacak,
17. Aven ve Pi-beset gençleri kılıçla düşecekler; ve onlar sürgüne gidecekler.
18. Ve Tehafneheste Mısırın boyunduruklarını kırdığım zaman, orada gün kararacak, ve kuvvetinin gururu orada kırılacak; ona gelince, onu bir bulut örtecek, ve kızları sürgüne gidecek.
19. Böylece Mısırda hükümler yürüteceğim; ve bilecekler ki, ben RAB’İM.
20. Ve on birinci yılda, birinci ayda, ayın yedinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi:
21. Âdem oğlu, Mısır kıralı Firavunun bazusunu kırdım; ve işte, şifa verici ilâçlar konulsun, bağlamak için ona sargı sarılsın da, kılıcı tutmak için bazu kuvvetlensin diye, onu sarmadılar.
22. Bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben Mısır kıralı Firavuna karşıyım, ve onun bazularını, kuvvetli olanı da kırılmış olanı da kıracağım; ve onun elinden kılıcı düşüreceğim.
23. Ve Mısırlıları milletler arasına dağıtacağım, ve onları memleketler arasına saçacağım.
24. Ve Babil kıralının bazularını kuvvetlendireceğim,ve kılıcımı onun eline vereceğim; Firavunun da bazularını kıracağım, ve ağır yaralı bir adam nasıl inlerse onun önünde öyle inliyecek.
25. Ve Babil kıralının bazularını kuvvetlendireceğim; Firavunun da bazuları düşecek; ve kılıcımı Babil kıralının eline verince, ve Mısır diyarı üzerine onu uzatınca, bilecekler ki, ben RAB’İM.
26. Ve Mısırlıları milletler arasına dağıtacağım, ve onları memleketler arasına saçacağım; ve bilecekler ki, ben RAB’İM.

BAP 29

ONUNCU yılda, onuncu ayda, ayın on ikinci gününde bana RABBİN şu sözü geldi:
2. Âdem oğlu, yüzünü Mısır kıralı Firavuna karşı çevir, ve ona karşı ve bütün Mısıra karşı peygamberlik et;
3. söyle, ve de: Rab Yehova şöyle diyor: Mısır kıralı Firavun, ırmakları içinde yatan: Irmağım benimdir, ve onu kendim için yaptım, diyen iri canavar, işte, ben sana karşıyım.
4. Ve senin çenelerine çengeller takacağım, ırmaklarının balıklarını da senin pullarına yapıştıracağım; ve senin pullarına yapışmış olan ırmaklarının bütün balıkları ile beraber seni ırmaklarının içinden çıkaracağım.
5. Ve seni, seni de ırmaklarının bütün balıklarını da, çöle atacağım; kırın yüzüne düşeceksin; devşirilmiyeceksin, ve toplanmıyacaksın; seni yerin canavarlarına, ve gökün kuşlarına yem olarak verdim.
6. Ve Mısırda oturanlar İsrail evine kamıştan bir değnek oldukları için, hepsi bilecekler ki, ben RAB’İM.
7. Seni elle tuttukları zaman kırıldın, ve onların bütün omuzlarını yardın; ve senin üzerine dayandıkları zaman kırıldın, ve bütün bellerini titrek ettin.
8. Bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben senin üzerine kılıç getireceğim, ve insanı da hayvanı da senden kesip atacağım.
9. Ve Mısır diyarı virane ve çöl olacak; ve bilecekler ki, ben RAB’İM. Mademki o: Irmak benimdir, ve onu ben yaptım, dedi;
10. işte, bundan dolayı ben sana karşıyım, ve ırmaklarına karşıyım, ve Mısır diyarını Sevene kulesinden Habeş ili sınırına kadar bütün bütün çöl ve virane edeceğim.
11. Onun içinden insan ayağı geçmiyecek, ve onun içinden hayvan ayağı geçmiyecek, ve onun içinde kırk yıl adam oturmıyacak.
12. Virane olan memleketler arasında Mısır diyarını da virane edeceğim; harap olmuş şehirler arasında onun şehirleri de kırk yıl virane kalacaklar; ve Mısırlıları milletler arasına dağıtacağım, ve onları memleketler arasına saçacağım.
13. Çünkü Rab Yehova şöyle diyor: Kırk yılın sonunda Mısırlıları dağılmış oldukları kavmlardan toplıyacağım;
14. ve Mısırın sürgünlerini geri getireceğim, ve Patros diyarına, doğdukları diyara, onları döndüreceğim; ve orada hakir bir kırallık olacaklar.
15. Kırallıkların en hakiri olacak; ve artık milletlerin üzerine yükselmiyecek; ve artık milletlere hâkim olmasınlar diye onları azaltacağım.
16. Ve artık onlar, İsrail evinin dönüp onlara baktıkça işlediği fesadı andıran, onun güvendiği şey olmıyacaklar; ve bilecekler ki, ben Rab Yehovayım.
17. Ve yirmi yedinci yılda, birinci ayda, ayın birinci gününde vaki oldu ki, bana RABBİN şu sözü geldi:
18. Âdem oğlu, Babil kıralı Nebukadretsar, Sura karşı kendi ordusuna büyük bir hizmet ettirdi; her başın saçı döküldü, ve her sırtın derisi soyuldu; ve onun karşısında ettiği hizmetten ötürü kendisine de, ordusuna da Surdan bir ücret olmadı.
19. Bundan dolayı Rab Yehova şöyle diyor: İşte, ben Mısır diyarını Babil kıralı Nebukadretsara vereceğim; ve halkını götürecek, ve çapul malını alacak, ve onu yağma edecek; ve ordusunun ücreti bu olacak.
20. Ettiği hizmete karşılık Mısır diyarını ona verdim, çünkü benim için işlediler, Rab Yehovanın sözü.
21. O gün İsrail evine bir boynuz sürdüreceğim, ve onların arasında sana ağız açtıracağım; ve bilecekler ki ben RAB’İM.